METABOLİK SENDROM
SENDROM NEDİR?
METABOLİK SENDROM, Abdominal obezite, bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon. koroner arter hastalığı (KAH), kan şekeri yüksekliği ile glukoz intoleransı insülin direnci sendromu veya diabetes mellitus, (şeker hastalığı), kan yağlarında kalitatif ve kantitatif bozukluk, (kolesterol yüksekliği) ile görülen bir hastalıklar topluluğudur.
Metabolik sendromlu kişilerde gelecekte tip 2 diyabet gelişme riski 5 kat, aterosklerotik kardiyovasküler hastalık gelişime riski ise 2 kat daha fazladır.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, safra taşı, gastroözofageal reflü, polikistik over sendromu, uyku bozukluğu, apne sendromu, depresyon ve astım da metabolik sendromla ilişkilidir.
KLASİK BULGULAR
Kan şekeri yüksekliği, trigliserid yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, hepatik transaminaz yüksekliği, mikroalbüminüri, hiperürisemidir.Ayrıca CRP yüksekliği de görülebilir.
Metabolik sendrom veya “Yeni Dünya Sendromu” modern çağın bir hastalığı olarak da değerlendirilmektedir.
Metabolik sendrom ileri yaşlarda kalp hastalığı veya şeker hastalığına yakalanma olasılığını arttıran bir durumdur. Bu yüzden, kişilerin hastalık ortaya çıkmadan, risk faktörlerini yok etmek gerekir.
Metabolik sendrom bir hastalık değildir ancak belirtiler topluluğudur ve, hastalık risklerini arttıran bir durumdur.
En önemli tedavi yöntemleri; ozon tedavisi ve yaşam tarzını değiştirmektir.
Metabolik sendrom Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol aldığı sorunlardan; Metabolik sendrom, obezite, (şişmanlık) yüksek tansiyon, şeker metabolizması bozukluğu ve lipid metabolizması bozukluğu sorunlarından oluşur.
Hipertansiyon, şeker hastalığı, yağ metabolizması bozukluğu, polikistik over sendromu, ürik asit yüksekliği (hiperürisemi), uyku apne sendromu sorumludur.
Metabolik sendrom, insülin direnciyle, sedanter yaşam, masa başında oturan ve Hareketsiz yaşam tarzı, düzensiz yüksek kalorili beslenme , “fast-food” yoğun stres altında çalışama, sigara kullanımı sendromu zemin hazırlamaktadır.
Metabolik sendromun temelinde insülin direnci vardır.
İNSÜLİN DİRENCİ olanlarda, kanda ve organlarda yağ miktarı artar.
İNSÜLİN DİRENCİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Hareketsiz yaşam biçimi ve yüksek kalori alımı sonucu oluşan aşırı kilo, karın bölgesinde yağlanma artışı, stres ve kadınlarda menopoz sonrası hormonal değişikliklerdir.
Metabolik Sendromla mücadele, Kalp damar hastalıkları ve kanser hastalıklarını önlenmesinde önemli bir koruyucu yöntemdir.
METABOLİK SENDROM TANISI
Metabolik sendromun tanısı, bel çevresi kalınlığı, kan basıncı yüksekliği (Hipertansiyon), insülin direnci, ve yüksek trigliserit, düşük HDL kolesterol oluşturmaktadır.
Metabolik sendrom tanı için ise bu belirti ve tetkiklerden en az 3’nün varlığı şarttır.
METABOLİK SENDROM TANI KRİTERLERİ
Aşağıdakilerden en az biri:
Diabetes mellitus,
Bozulmuş glukoz toleransı,
İnsulin direnci
Aşağıdakilerden en az ikisi:
Hipertansiyon (sistolik kan basıncı >130, diyastolik kan basıncı >85 mmHg veya antihipertansif kullanıyor olmak)
Dislipidemi (trigliserid duzeyi > 150 mg/dl veya HDL duzeyi erkekte < 40 mg/dl, kadında < 50 mg/dl)
Abdominal obezite (VKİ > 30 kg/m2 veya bel cevresi: erkeklerde > 94 cm, kadınlarda > 80 cm)
YENİ METABOLİK SENDROM TANIMLAMASI
BEL ÇEVRESİ: • Abdominal obezite (bel çevresi: erkeklerde > 102 cm, kadınlarda > 88 cm)
Dislipidemi (trigliserid duzeyi > 150 mg/dl veya
HDL düzeyi erkekte < 35 mg/dl, kadında< 40 mg/dl)
Açlık plazma glukoz değerlerine göre; Açlık plazma glukozu) Hiperglisemi (açlık kan glukozu ≥ 110 mg/dl)
Hipertansiyon >140/90 mmHg ve antihipertansif ilaç kullanıyor olmak.
Bel çevresi: IDF (İnternational Diabetic Federation) kriterlerine göre erkeklerde bel çevresi sınırı >94 cm, kadınlarda >80 cm alınmaktadır.
METABOLİK SENDROM GELİŞMESİNE NASIL ÖNLEM ALINMALIDIR?
Metabolik sendromun önlenmesinde ve temel tedavisinde yaşam tarzının düzenlenmesi en önemli tedbirdir.
METABOLİK SENDROM TEDAVİSİ
Kilo verilmesi, Fiziksel aktivite ( egzersiz) , İnsülin direncinin azaltılması, Şişmanlığın tedavisidir.
Bunların yanında OZON TEDAVİSİ çok etkili destek sağlar.
Egzersiz: Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Bu vücut yağ oranını azaltır, LDL kolesterol ve trigliseridleri düşürür, HDL kolesterolü artırır.
Metabolik sendromun önlenmesi içi yapılması gereken egzersizler:
Bisiklete binme, yüzme, tempolu, hızlı yürüyüş ve koşu ve jimnastiktir.
bu egzersizlerin hergün günde 30 dakikadan az olmamalıdır.
Diyabet Önleme Çalışmalarında, diyet ve egzersiz ile sağlanan %7’lik bir kilo kaybının metabolik sendrom gelişimini %41 azalttığı gösterilmiştir.
Beslenme: Düzenli ve dengeli Beslenme, kan basıncı, obezite, ve kanda lipid miktarının dengelenmesinde, hiperglisemi ve diyabetin ve kardiyovasküler komplikasyonların önlenmesinde de etkilidir
Akdeniz diyeti sebze, meyve, baklagiller, zeytinyağı, ceviz, fındık, üzüm gibi liften, kompleks karbonhidratlardan ve tekli doymamış yağlardan zengin, doymuş yağlardan fakir bir diyettir. Akdeniz diyeti gibi diyetlerin, koroner kalp hastalığndaı ve kanserlerde, obezite, dislipidemi ve kan basıncı yüksekliği gibi metabolik bozuklukların azalmasını sağlar.
OZON TEDAVİSİ VE METABOLİK SENDROM
Dengeli beslenme ve fizik aktivitenin artırılması yanında kilo kontrolü çok önemlidir.
Bütün bunların dengelenmesi için en önemli tedavi yöntemi ozon tedavisidir.
Metabolik sendrom; gençler arasında görülebilmekte, hipertansiyona ve kalp hastalıklarına neden olmaktadır.
Kan şekerini hızla yükselten gıdalar;
Obezite, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, ülser, felç, kronik yorgunluk sendromu, kanser ve osteoporoz gibi son yıllarda artış gösteren çok sayıda kronik-dejeneratif hastalığa neden olmaktadır.
Bu yüzden Metabolik sendrom için önleyici tedbirler almak gerekir.
Bunlardan en önemli tedavi yöntemlerinden birisi OZON TEDAVİSİdir.
Major otohemoterapi, Minör otohemoterapi, Rectal Ozon tedavisi, Ozon Sauna ve Ozon Yağı başlıca tedavi yöntemleri arasındadır.
Ozonlu su ile Kolon hidroterapi de (Lavman) tedavinin başarısı için gerekli uygulamalardandır. Kolon hidroterapi yapılacak hastalara bir gün öncesinden parazitolojik tedavi başlanır.
METABOLİK SENDROMDA KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Kişilerin, metabolik sendrom olup olmadığını değerlendirmek amacıyla aşağıdaki teste başvurabilirler. Her soru 1 puan değerindedir.
1.-Hiç tansiyonunuz ölçüldüğünde size yüksek olduğu söylendi mi? (evet/hayır)
2.- Haftada 5’ten fazla patates, mısır gevreği, çikolata, ya da benzeri gıdaları yiyor musunuz? (evet/hayır)
3.-Düzenli egzersize rağmen kilo vermekte zorlanıyor musunuz? (evet/hayır)
4.-Kilonuz karın ve bel çevrenizde mi lokalizedir? (evet/hayır)
5.-Kolestrolünüz yüksek mi? (evet/hayır)
6.-Sıklıkla şekerli gıdalar yeme ihtiyacı duyuyor musunuz? (evet/hayır)
7.-Kalp-damar hastalığı, yüksek tansiyon veya şeker hastalığı bulunan 1. Veya 2. derece akrabanız var mı? (evet/hayır)
8.-Kan şekeri düşüklüğünüz (hipoglisemi) var mı? (evet/hayır)
9.-Yemek öğünleri arasında konsantrasyon kaybı, baş ağrısı, mide bulantılarınız oluyor mu? (evet/hayır)
10.-Yemek yedikten sonra genellikle yorgunluk hissediyor musunuz? (evet/hayır)
11.-Pirinç, patates, un içeren gıdaları haftada 3 kereden fazla alıyor musunuz? (evet/hayır)
12.-İdeal kilonuzun 5 kilo veya daha fazla üzerinde misiniz? (evet/hayır)
13.-Haftada 2 kereden daha az mı egzersiz yapıyorsunuz? (evet/hayır)
14.-Gün içinde enerji iniş çıkışları yaşar mısınız? (evet/hayır)
SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
0-4 EVET: Metabolik sendrom için düşük risk.
5-8 EVET: Metabolik sendrom için orta risk. Araştırılması önerilir.
9-14 EVET: Metabolik sendrom için yüksek risk. Tedavi başlanması önerilir.
METABOLİK SENDROM, lu hastalar kilo vermekte zorlanırlar ve tipik ifade ile “su içse yarıyor” derler.
Bu tür hastalarda alınan enerji yağ dokusuna dönüştürülmektedir. Karın bölgesinde yağ dokusu artar, insülin direnci artar. İnsülin direnci artınca yemek artar, yemek artıca alına glikoz ve alınan enerji harcanamaz ve yağa dönüşür.
Kısır döngü haline gelir.
METABOLİK SENDROM NELERE YOL AÇIYOR?
Metabolik sendromlu kişilerde kalp damar hastalıkları ve ölüm riski artar.
Kan şeker düzeyi, diyabet sınırında değilse bile ileride bu hastalığın gelişme riski çok fazladır. Şeker hastalığı dolaşım stemini harap eder ve birçok hastalığın alt yapısını oluşturur.
Bunun için erken tanı konulup, tüm risk faktörlerinin tedavi edilmesi gerekir.
METABOLİK SENDROMLARIN KOMPLİKASYONLARI
İnsülin direnci
Şişmanlık (obezite),
Şeker hastalığı,
Kan yağlarında bozukluk (dislipidemi),
Hipertansiyon,
Kanserde artış,
Böbrek hastalığında artış,
Koroner damar hastalığı,
Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer yağlanması,
Polikistik over sendromu,
Damar endoteli, damar cidarı bozukluğu,
Kan pıhtılaşma eğilimi artışı (hiperkoagülabilite),
Osteoartrit (OA),
Diz eklemi osteoartriti,
Seksüel fonksiyonlardaki bozulma
(İtalya’da yapılan bir çalışmaya göre ise metabolik sendromlu kadınlarda seksüel fonksiyonlardaki bozulma sıklığının, normal popülasyondaki sağlıklı bireylere göre önemli derecede yüksek olduğu ortaya konmuştur.)
Metabolik Sendrom Tedavi Edilmediği takdirde Kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi ve felç geçirme olasılığı ve ani ölümler görülebilir.
Önlem alınmadığında, 7 yıl içinde hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları, insulin direnci, tip 2 diyabet ortaya çıkar.
REVİTA OZON YAĞI KÖTÜ KOKAR VE TADI KÖTÜDÜR.
KÖTÜ KOKMASI VE KÖTÜ TADI OLMASI OZON YAĞININ İYİ OLDUĞUNU GÖSTERİR.
REVİTA OZON YAĞI YUTULABİLİR, AÇIK YARALARA SÜRÜLEBİLİR, MUKOZALARA SÜRÜLEBİLİR.
RECTAL (MAKATTAN), VAGİNAL (RAHİM İÇİNE) UYGULANABİLİR.
BURUNA VE KULAK ZARI DELİK OLMAYANLARA UYGULANABİLİR.
REVİTA OZON YAĞI İÇİNDE PLASTİK PARÇACIKLARI YOKTUR.
BAŞKA BİR OZON YAĞI İLE VEYA NASIL ÜRETİLDİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZ BİR OZON YAĞI İLE UYGULAMA YAPMANIZ ÖNERİLMEZ.
REVİTA OZON YAĞINI SADECE SELCUK ECZA DEPOSU İLE ÇALIŞAN ECZANELERDEN SİPARİŞLE BULABİLİRSİNİZ.