GUT HASTALIĞI
GUT HASTALIĞI
Gut hastalığı, eklemlerin mikropsuz iltihaplanmasına Ağrı, şişlik, şekil bozukluğu ve hareket kısıtlığına neden olan metabolik bir bozukluktur.
Sağlıklı bir metabolizma protein yapısındaki atıklar ürik aside çevrilir. Ürik asidin kanda çözünmesi ile böbrekler yoluyla vücuttan atılır.
Metabolizmadaki bazı sorunlar ürik asitin vücuttan atılmasını engeller.
Çok fazla protein alındığında, veya Ürik asidin atımında yaşanılan problemler ya da çok fazla üretilmesi halinde kanda ve vücutta birikmelere yol açar.
Bu nedenlerle; eklemde aniden gelişen, ağrı, kızarıklık, şişlik ve hassasiyetle karakterize, mikrobik olmayan bir eklem iltihabı oluşur.
Eklemlerde ürik asit birikmesi nedeniyle oluşan küçük iğne benzeri kristallerin aşırı depolanmasına “TOFÜS” denilir, bunlar böbrekte biriktiğinde böbrek taşlarına da neden olabilir.
Gut hastalığı metabolik bir hastalıktır.
Sıklıkla ayağın başparmağında başlayan ve diz, ayak bileği, dirsek, el parmağı eklemlerini de tutan hastalığa Gut hastalığı denir.
Çoğunlukla metabolik sendromun bir parçası olan gut hastalığı, kolesterol, trigliserit yüksekliği (hiperlipidemi), yüksek tansiyon, aterosklerotik kalp hastalığı, diyabetes mellitus, obezite gibi rahatsızlıklarla birlikte görülür.
Kadınlarda menopozla birlikte görülebilir.
Gut hastalığı postmenopozal kadınlarda ayak baş parmağı dışındaki eklemler de tofüslerin eklem harabiyeti yapabilir. Menapozlu kadınlarda elin parmaklarında şişlik ve ağrı şikayetiyle ortaya çıkabilir. Postmenopozal dönemde düşen östrojen seviyesi ile kadın erkek hasta oranı birbirine yaklaşır.
Asemptomatik hiperürisemi, akut intermittan gut, ilerleyici gut artriti, kronik gut, klasik olmayan gut gibi klinik şekillerde de karşımıza çıkabilir.
Postmenopozal östrojen düşüklüğü, böbrek hastalıkları, diüretik kullanımı, hipertansiyon gibi birçok faktörün beraberliğinde söz konusu olur.
GUT HASTALIĞI NEDENLERİ
Kırmızı et, Karaciğer, kuru fasulye, bezelye ve hamsi gibi birçok gıdada bulunan bazı proteinlerin sindirimi ile üretilen ya da dokularda sentezlenen pürin olarak adlandırılan maddeler vardır. Pürinler yakıldığında ürik asit oluşur.
Normalde ürik asit kanda çözünür ve böbreklerden geçerek idrar yoluyla atılır.
Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol tüketimi, ilaç tedavileri, ani ve şiddetli hastalıklar, eklem travmaları, cerrahi operasyonlar, böbrek hastalıkları kanda ürik asit miktarının artmasına neden olabilir.
Vücutta ürik asit miktarının artması, üretilen ürik asidin böbreklerle dışarıya atılamaması ve pürin içerikli yiyeceklerin fazlaca tüketimi, ürik asidin kanda birikmesinin temel nedenleridir.
Kandaki ürik asit oranı yüksek olduğunda eklemlerde ve cildin altında ürat kristalleri toplanarak tofüs denilen nodüllere neden olur.
Bu nodüller sıklıkla el ve ayak parmakları, kulak sayvanı, dirsek, aşil tendonu ve ayak tabanında birikir. Tofüsler, genellikle ağrısızdır ve tendonlarda ve kemikte hasara neden olur. İleri gutta böbrek taşı ve ürat nefropatisi görülebilir.
Yaşın ilerlemesi de gut hastalığına yakalanma riskini artırır. Genetik faktörlerde etkili olabilir. Metabolik sendromda obezite, diyabet, kalp, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol hastalarında gut hastalığı görülme riski yüksektir.
GUT İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ
Böbrek hastalığı, Aşırı alkol tüketimi Alkollü içecekler, ( özellikle bira ürik asit üretimini teşvik eder, böbrekler tarafından atılan ürik asit miktarını da azaltır) Kırmızı et, sakatat, balık, kabuklu deniz ürünleri kuşkonmaz ve mantar gibi çok miktarda pürin içeren yiyecekler tüketmek.
Fruktozdan zengin yiyecek ve şekerli içecekler tüketmek,
Kontrolsüz kan basıncı, Yüksek tansiyon, diyabet, aşırı kilo, obezite ve yüksek vücut kitle indeksi,
yüksek yağ ve kolesterol seviyeleri, ateroskleroz gibi rahatsızlıklar, Genetik yatkınlık, Ailede, birinci derece akrabalardan gut varlığı,
Kelley-Seegmiller veya Lesch-Nyhan sendromu gibi genetik bozukluklar.
Yaş ve cinsiyet önemli bir faktördür. Erkeklerde 40’lı yaşlarda başlar, kadınlarda daha ileri yaşlarda menopozdan sonra kadınlarda da ürik asit seviyesi yükselir ve gut riski artar.
Ürik asit seviyelerini artıran ilaçlar: Bunlar arasında idrar söktürücü, aspirin ve organ nakli sonrası alınan özel ilaçlar,
Parkinson tedavisinde kullanılan ilaçlar ve kanser ilaçları da gut riskini artırabilir.
Tiyazid grubu diüretikler , kanı sulandırıcılar , organ nakli tedavisinde organın atılımını önleyen bazı ilaçlar, lösemi tedavisinde kullanılan ilaçlar. kan hastalıkları ve bazı kanserler gibi hücrelerin normalden daha hızlı çoğalmasını ve dökülmesini sağlayan koşullar.
Eklem travmaları, Hipotiroidizm veya az aktif tiroit bezi, Sedef hastalığı,
GUT HASTALIĞI BELİRTİLERİ
Gut hastalığı metabolik hastalık olarak kabul edilir.
Genellikle Sabaha karşı vücutta asit iyonları birikmesi sonucu eklemlerde şişlik oluşur ve şiddetli ağrılar meydana gelir. Hastayı uykusundan uyandıracak derecede ağrılar görülür.
Akut gut atağı, genellikle gece yarısı veya sabaha doğru, ayak baş parmağında veya tutulan eklemde şiddetli ağrı, şişlik, kızarıklık, hassasiyet ve ısı artışıyla başlar.
Eğer boşaltım sistemi ve böbreklerle ilgili bir sorun gut hastalığına yol açmışsa karın ağrısı, bel ağrısı, idrarda taş ya da kan gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Eklemlerde biriken ürik asit, eklemlerin sürekli şişmesine yol açarak deformasyonlara neden olabilir.
Kanda ürik asit seviyesinin yükselmesiyle, ürat kristalleri oluşur.
Ürik asit kristalleri, iğne ucu gibi iki ucu keskin yapıdaki kristaller şeklindedir; eklemde veya çevresindeki dokuda birikerek, inflamasyon oluşturarak gut atağına neden olur. Yoğun eklem ağrısı,Genellikle ayak başparmağını etkiler,
Eklemdeki ağrı ve hassasiyet çok şiddetlidir, kişi üzerine basamaz, hareket ettiremez, ayakkabı giyemez hatta yorganın bile değmesini istemez.
Ağrı ilk 4-12 saat çok şiddetlidir. 12-24 saat içinde çok şiddetin devam eder. En şiddetli ağrı azaldıktan sonra, bazı eklem rahatsızlıkları birkaç gün ile birkaç hafta arasında sürebilir.
GUT HASTALIĞI EVRELERİ
Gut hastalığı 4 evrede incelenebilir.
Evre 1 – Asemptomatik Hiperürisemi Bu evrede, kişi gut hastalığı ile ilgili belirti yaşamaz, ancak ürik asit seviyeleri 6.0 mg / dL‘nin üzerindedir.
Evre 2 – Akut Gut Atağı eklemlerde biriken kristaller aktive olur ve eklemde şiddetli ağrı ve şişlik ataklarına neden olur ve 5-10 gün süren evresidir. Eklemlerde kısa süreli şişmeler ve ağrılar gözlenir. ürik asit seviyesinin düzenli izlenmesi ve tedavi için önemlidir.
Evre 3 – İnterkritik Gut
Semptomlar görülmez. ürik asit kristalleri sessizce birikmeye devam eder.
Evre 4 – Kronik tofuslu gut,
Bu, gut hastalığının geç evresidir. Hastalık ilerledikçe ürik asit eklemlerde ve çevresindeki dokularda aşırı şekilde birikir ve tofüs denilen şişlikler oluşturur. Tofüsler özellikle ayak başparmağın tarak kemiğinde, parmakların üstünde ve dirseklerin yanında ortaya çıkar. böbrek hasarı oluşma olasılığı vardır.
GUT HASTALIĞI TANISI
Gut hastalığının tanısında en önemli faktör kandaki ürik asidin yüksek olmasıdır , (kandaki ürik asidin kabul edilebilir düzeyi en yüksek 7 mg/dl’dir.) Fizik muayene, hastanın detaylı öyküsü ile teşhis görülür.
Kesin teşhis eklem sıvısının incelenmesi ile mümkündür. Mikroskopta ürik asit kristalleri incelenerek gut hastalığı tanısı kesinleştirilir.
Eklem ağrılarının şiddeti, yaşanma sıklığı ve kızarıklık veya şiş olduğu teşhis konusunda yardımcı olabilecek bilgilerdir.
Ayrıca Eklem sıvısı testi, Kan testi, Röntgen, Ultrason gereklidir.
GUT HASTALIĞI İÇİN HANGİ DOKTORA GİTMELİ
Gut hastalığından şüphe edenler hastanelerin İç Hastalıkları Romatoloji bölümlerine gitmelidir.
GUT HASTALIĞI TEDAVİSİ
Gut hastalığına karşı önlem alınmazsa, eklemlerde ciddi hasarlar gelişebilir.
Gut hastalığı tedavisi, ağrılı ya da ağrısız dönemlerine atak ve atak dışı tedaviler olmak üzere iki aşamalıdır.
Amaç; gut ataklarının ve komplikasyonlarının önlenmesi ve Kan, ürik asit seviyesini 6mg/dL’nin altında tutmaktır.
Ağrıların yoğun yaşandığı akut dönemlerde antiinflamatuar ilaçlar kullanılır. Akut gut artriti geliştiğinde, ağrı ve inflamasyonu gidermek için steroid olmayan ağrı ve inflamasyon giderici verilir. Ağrı ve şişliği azaltan anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler)
Ayrıca kortikosteroid enjeksiyonu veya düşük-orta doz kortikosteroidin ağızdan kullanımı tercih edilebilir.
Gut komplikasyonları ve atak gelmesini önlemek için ürik asit üretimini azaltan ilaçlar kullanılabilir. Kolşisin, hastalığın ilk evresinde oldukça etkilidir. Olası yan etkilerinden dolayı düşük dozda verilir.
Kandaki ürik asit miktarı aşırı yüksek ise idrarla Ürik asit atılımını artıran ilaçlar kullanılır. Gut hastalığında ilaç tedavisi kadar diyet tedavisi de önemlidir. bol su tüketilmeli ve hafif egzersiz yapılmalıdır.
GUT HASTALIĞI TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?
Kronik gut , eklemlerde deformasyona neden olabilir.
Eklemlerde kalıcı hasar kasları zayıflatabilir ve rutin hareketler ve faaliyetleri kısıtlayabilir.
Yumuşak dokuda ürik asit birikimlerinden tofüs denilen nodüller Genellikle dirsek, aşil tendonları, ayak ve parmak eklemleri ve kulakta oluşur. Çoğu tofüs ağrılı değildir.
Tedavi edilmezse, akut gut hastalığı olanlarda yüzde 30’u beş yıl içinde tofüs geliştirir.
Ürat kristalleri nadiren omurilik ya da karpal tünel etrafında oluşabilir, ve karpal tünel sendromu veya felç semptomları gibi belirtiler görülebilir.
GUT HASTALIĞINDA BESLENME
Günde 8-16 bardak su için veya eş değeri sıvı (2-4 litre) alınmalıdır.
Alkolden(özellikle bira) kaçınılmalıdır.
Orta miktarda protein tüketilmelidir.
Doymamış yağ tüketilmelidir.
Günlük et, balık ve kümes hayvanlarından 113-170 gramı geçmemelidir.
Kafeinli veya kafeinsiz kahve tüketmek (ürik asit seviyelerini azaltır).
C vitamini alımı (kan ürik asit seviyesini azaltabilir).
Vişne ve Kiraz ataklarının dindirilmesinde tüketilebilir.
Günde bir bardak yağsız süt içmek de zamanla ürik asidin azalmasına yardımcı olabilir.
Protein alımının azaltılması ve özellikle kırmızı etin sınırlanması şarttır.
Sağlıklı bir yaşam tarzı, spor yapmak,
Stresten uzak durmak,
Akşam yemeğinde ağır şeyler yememek, Sık aralıklarla ve az yemek yemelidir.
Fazla kilolardan kurtulmak ve ideal kilonuzu korumak,
Ataklar esnasında buz torbası veya soğuk kompresler uygulanabilir.
İlaç kullanımına özen göstermeli ve aspirin almamalıdır. Hafif yürüyüşleri ve hafif sporları günlük yaşantısından eksik etmemelidir.
Pürin içeren tüm yiyeceklerden uzak durmak gerekir.
Daha fazla meyve, sebze ve kepekli tahıllar tüketilmelidir. Şekerli tahıllar, unlu mamuller gibi şekerli yiyecekler yenmemelidir.
Kiraz, çilek, yaban mersini gibi yiyecekler ve Kereviz, kabak, salatalık gibi bol su içeren sebzeler kandaki ürik asit dengesinin sağlanmasına yardımcı olur.
Gut hastaları baklagil tüketimine de özen göstermeli ve özellikle mercimek, kuru fasulye, nohut gibi yiyecekleri bir öğünde az tüketmelidir.
Bezelye, mantar ve kuşkonmazı fazla tüketmemelidir. Yediklerinizin yanında su tüketimine önem vermeli, bol su tüketimi ürik asit seviyelerini düşürmeye yardımcı olur.
Sağlıklı bir şekilde kilo verilmelidir.
Beslenmede yağsız et ve kümes hayvanları, az yağlı süt ve mercimek gibi protein kaynaklarına odaklanmalıdır.
Karaciğer, böbrek gibi sakatatlardan uzak durulmalıdır. Dalak, işkembe, yürek, sucuk, pastırma, salam, sosis, ördek, ançüez, sardalye, kabuklu deniz ürünleri, kaz ve küçük balıklar da gut hastalarına önerilmez.
Az yağlı kuzu eti, dana eti, hindi, tavuk ya da balık eti yenebilir. Et yendiğinde de yanında süt ya da yoğurt gibi besinler alınması gerekir.
C vitamini takviyesi yapılabilir.
Düzenli kafeinli kahve gut riskini azaltabilir.
Vişne ve Kirazın gut hastalığı riskini azaltabileceğine dair bazı tıbbi kayıtlar mevcuttur.
İçinde früktozlu mısır şurubu olan yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır.
Pürin oranı yüksek hamsi, kabuklu deniz ürünleri, sardalye ve ton balığı gibi deniz ürünlerinden kaçınılmalıdır.
Gut hastalığı olan kişi zeytinyağı ya da fındık yağı tüketmelidir.
Mayalı yiyecekler ve kuru yemiş de gut hastaları için tehlikelidir.
Nane, tuz, maydanoz, sirke ve istenildiği kadar meyve yenebilir.
Karbonatlı yiyecekler, et türevleri ve tam yağlı yiyecekler de gut hastalığı için kesinlikle önerilmeyen yiyecekler arasındadır.
Gut hastaları tam yağlı yoğurt, süt ve karbonatlı yiyecekleri yememelidir.
Kızarmış yumurta yememelidir,
Margarin, katı yağlar ve iç yağlar gibi sağlıksız yağlar yenmemelidir.
OZON TEDAVİSİ VE GUT HASTALIĞI
BİRİNCİ GÜN
1.-Sabah aç karnına 2 – 3 bardak (mümkünse ozonlu su) su içilir.
2.-1.-Sabahları alışıncaya kadar; aç karnına 2-3 bardak su içtikten 10-15 dk sonra önce ağız su ile çalkalanır. Sonra diş fırçasına 25-35 damla Revita ozon yağı damlatılır. Revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, dil ve yanaklar bir dakika fırçalanır. Diş eti kanaması varsa tükürülür.
Sonra diş fırçasına tekrar 25-35 damla Revita ozon yağı damlatılır. Revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, dil ve yanaklar bir dakika fırçalanır. Bu fırçalama bir kaç defa tekrarlanabilir. Bu fırçalamalarda ağız su ile çalkalanmaz.
Revita ozon yağına alıştıktan sonra , yemeklerden yarım saat sonrada revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, yanaklar, dil fırçalanır.
Diş eti kanaması varsa bitinceye kadar günde en az iki defa, her uygulamada fırçaya iki – üç defa revita ozon yağı döküp fırçalamak yeterlidir.
Revita ozon yağının kokusuna alıştıktan sonra kişi dilediği zaman yemekten önce veya sonra fırçalama yapabilir.
2.-2.-Dişlerin Revita ozon yağı ile fırçalanmasının yararı;
Ağız içinde, hastalıklara sebep olabilecek mikropların temizlenmesini sağlar. Dişetlerinde enfeksiyon oluşmasını önler, ağız içinde yara varsa temizler. Metabolizmanın hızlanmasını ve barsakları düzenli çalışmasını sağlar, kabızlık varsa önler.
Revita Ozonyağı, günde bir veya iki defa uygulanması dişeti kanamasını tamamen ortadan kaldırır ve mekanik uyaranlara karşı parodentium ve diş eti aşırı duyarlılığını önemli ölçüde azaltır veya ortadan kaldırır.
2.-3.-Ayrıca, bir tatlı kaşığı revita ozon yağı dilin yardımı ile diş eti kenarlarına, diş eti girintilerine ağızın her tarafına, mucoza ülserleri varsa etkilenen yüzeye sürülür ve yavaşça yutulur. Bu da, Ağızda, boğazda ve yemek borusunda enfeksiyon ve koku yapan odaklar varsa temizler ve yaraların iyileşmesine destek olur.
2.-4.-Bu uygulamanın süresi 7-10 gündür. Revita ozon yağı ile gerektiğinde 3 ayda bir defadan fazla olmamak üzere tekrarlamak çok faydalı olur.
2.-5.-Revita ozon yağı uygulamalarından sonraki dönemde, sabah akşam orta sert diş fırçası ile alıştığınız diş macunu ile fırçalamak gerekir.
3.-Tedaviye Purin içeren gıdalardan uzaklaşmakla başlanır.
4.- MAJOR OTOHEMOTERAPİ VEYA RECTAL OZON TEDAVİSİ yapılır. 20 seans haftada 2-3 GÜNDE BİR DEVAM EDİLİR.
TEDAVİ PROGRAMI bittikten sonra ayda bir MAJOR OTOHEMOTERAPİ VEYA RECTAL OZON TEDAVİSİ yapılır.
5.- Revita Ozonyağı ile tüm el ve ayak masajı yapılır. Ozonyağı emilinceye kadar friksiyon yapılır. Amaç sinir ve kasların uyarılması, cilt üzerinden ozonlanmasını ve dokuların oksijenlenmesini sağlamaktır.
6.- Uyku düzeni sağlanmalıdır. Kişi uykusunu iyi almalıdır.
Vücut direncinin artması bağışıklık sisteminin güçlenmesi için
Elektronik alet olmayan, ışıksız, karanlık, sessiz bir odada saat en geç 23 00 de uyumak sabah 07 00 ye kadar uyumak gerekir. Bu hergün bu şekilde uyunmalıdır. Melatonin hormonu ancak böyle bir odada uyumakla salgılanır.
7.- MİNOR OTOHEMOTERAPİ yapılır. 20 GÜNDE BİR 2 KEZ YAPILIR.
(REVİTA OZON YAĞI YUTULABİLİR, İÇİLEBİLİR, DİŞLER VE DİŞETLERİ FIRÇALANABİLİR, AÇIK YARALARA SÜRÜLEBİLİR, MUKOZALARA SÜRÜLEBİLİR.
RECTAL (MAKATTAN), VAGİNAL (RAHİM İÇİNE) UYGULANABİLİR.
BURUNA VE KULAK ZARI DELİK OLMAYANLARA UYGULANABİLİR.
REVİTA OZON YAĞI BİLİMSEL ŞARTLARDA ÜRETİLMEKTEDİR, İÇİNDE PLASTİK PARÇACIKLARI YOKTUR.
BAŞKA BİR OZON YAĞI İLE VEYA NASIL ÜRETİLDİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZ BİR OZON YAĞI İLE UYGULAMA YAPMANIZ ÖNERİLMEZ.
REVİTA OZON YAĞINI SADECE SELCUK ECZA DEPOSU İLE ÇALIŞAN ECZANELERDEN SİPARİŞLE BULABİLİRSİNİZ.)
Ozonlu su nedir açıklar mısınız? Evlerde temizlik için kullanılan kimyasal değil sanıyorum
http://www.ozontedavisi.site/ozonlu-su/