METABOLİK SENDROM
SENDROM NEDİR?
METABOLİK SENDROM, Abdominal obezite, bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon. koroner arter hastalığı (KAH), kan şekeri yüksekliği ile glukoz intoleransı insülin direnci sendromu veya diabetes mellitus, (şeker hastalığı), kan yağlarında kalitatif ve kantitatif bozukluk, (kolesterol yüksekliği) ile görülen bir hastalıklar topluluğudur.
Metabolik sendromlu kişilerde gelecekte tip 2 diyabet gelişme riski 5 kat, aterosklerotik kardiyovasküler hastalık gelişime riski ise 2 kat daha fazladır.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, safra taşı, gastroözofageal reflü, polikistik over sendromu, uyku bozukluğu, apne sendromu, depresyon ve astım da metabolik sendromla ilişkilidir.
KLASİK BULGULAR
Kan şekeri yüksekliği, trigliserid yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, hepatik transaminaz yüksekliği, mikroalbüminüri, hiperürisemidir.Ayrıca CRP yüksekliği de görülebilir.
Metabolik sendrom veya “Yeni Dünya Sendromu” modern çağın bir hastalığı olarak da değerlendirilmektedir.
Metabolik sendrom ileri yaşlarda kalp hastalığı veya şeker hastalığına yakalanma olasılığını arttıran bir durumdur. Bu yüzden, kişilerin hastalık ortaya çıkmadan, risk faktörlerini yok etmek gerekir.
Metabolik sendrom bir hastalık değildir ancak belirtiler topluluğudur ve, hastalık risklerini arttıran bir durumdur.
En önemli tedavi yöntemleri; ozon tedavisi ve yaşam tarzını değiştirmektir.
Metabolik sendrom Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol aldığı sorunlardan; Metabolik sendrom, obezite, (şişmanlık) yüksek tansiyon, şeker metabolizması bozukluğu ve lipid metabolizması bozukluğu sorunlarından oluşur.
Hipertansiyon, şeker hastalığı, yağ metabolizması bozukluğu, polikistik over sendromu, ürik asit yüksekliği (hiperürisemi), uyku apne sendromu sorumludur.
Metabolik sendrom, insülin direnciyle, sedanter yaşam, masa başında oturan ve Hareketsiz yaşam tarzı, düzensiz yüksek kalorili beslenme , “fast-food” yoğun stres altında çalışama, sigara kullanımı sendromu zemin hazırlamaktadır.
Metabolik sendromun temelinde insülin direnci vardır.
İNSÜLİN DİRENCİ olanlarda, kanda ve organlarda yağ miktarı artar.
İNSÜLİN DİRENCİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Hareketsiz yaşam biçimi ve yüksek kalori alımı sonucu oluşan aşırı kilo, karın bölgesinde yağlanma artışı, stres ve kadınlarda menopoz sonrası hormonal değişikliklerdir.
Metabolik Sendromla mücadele, Kalp damar hastalıkları ve kanser hastalıklarını önlenmesinde önemli bir koruyucu yöntemdir.
METABOLİK SENDROM TANISI
Metabolik sendromun tanısı, bel çevresi kalınlığı, kan basıncı yüksekliği (Hipertansiyon), insülin direnci, ve yüksek trigliserit, düşük HDL kolesterol oluşturmaktadır.
Metabolik sendrom tanı için ise bu belirti ve tetkiklerden en az 3’nün varlığı şarttır.
METABOLİK SENDROM TANI KRİTERLERİ
Aşağıdakilerden en az biri:
Diabetes mellitus,
Bozulmuş glukoz toleransı,
İnsulin direnci
Aşağıdakilerden en az ikisi:
Hipertansiyon (sistolik kan basıncı >130, diyastolik kan basıncı >85 mmHg veya antihipertansif kullanıyor olmak)
Dislipidemi (trigliserid duzeyi > 150 mg/dl veya HDL duzeyi erkekte < 40 mg/dl, kadında < 50 mg/dl)
Abdominal obezite (VKİ > 30 kg/m2 veya bel cevresi: erkeklerde > 94 cm, kadınlarda > 80 cm)
YENİ METABOLİK SENDROM TANIMLAMASI
BEL ÇEVRESİ: • Abdominal obezite (bel çevresi: erkeklerde > 102 cm, kadınlarda > 88 cm)
Dislipidemi (trigliserid duzeyi > 150 mg/dl veya
HDL düzeyi erkekte < 35 mg/dl, kadında< 40 mg/dl)
Açlık plazma glukoz değerlerine göre; Açlık plazma glukozu) Hiperglisemi (açlık kan glukozu ≥ 110 mg/dl)
Hipertansiyon >140/90 mmHg ve antihipertansif ilaç kullanıyor olmak.
Bel çevresi: IDF (İnternational Diabetic Federation) kriterlerine göre erkeklerde bel çevresi sınırı >94 cm, kadınlarda >80 cm alınmaktadır.
METABOLİK SENDROM GELİŞMESİNE NASIL ÖNLEM ALINMALIDIR?
Metabolik sendromun önlenmesinde ve temel tedavisinde yaşam tarzının düzenlenmesi en önemli tedbirdir.
METABOLİK SENDROM TEDAVİSİ
Kilo verilmesi, Fiziksel aktivite ( egzersiz) , İnsülin direncinin azaltılması, Şişmanlığın tedavisidir.
Bunların yanında OZON TEDAVİSİ çok etkili destek sağlar.
Egzersiz: Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Bu vücut yağ oranını azaltır, LDL kolesterol ve trigliseridleri düşürür, HDL kolesterolü artırır.
Metabolik sendromun önlenmesi içi yapılması gereken egzersizler:
Bisiklete binme, yüzme, tempolu, hızlı yürüyüş ve koşu ve jimnastiktir.
bu egzersizlerin hergün günde 30 dakikadan az olmamalıdır.
Diyabet Önleme Çalışmalarında, diyet ve egzersiz ile sağlanan %7’lik bir kilo kaybının metabolik sendrom gelişimini %41 azalttığı gösterilmiştir.
Beslenme: Düzenli ve dengeli Beslenme, kan basıncı, obezite, ve kanda lipid miktarının dengelenmesinde, hiperglisemi ve diyabetin ve kardiyovasküler komplikasyonların önlenmesinde de etkilidir
Akdeniz diyeti sebze, meyve, baklagiller, zeytinyağı, ceviz, fındık, üzüm gibi liften, kompleks karbonhidratlardan ve tekli doymamış yağlardan zengin, doymuş yağlardan fakir bir diyettir. Akdeniz diyeti gibi diyetlerin, koroner kalp hastalığndaı ve kanserlerde, obezite, dislipidemi ve kan basıncı yüksekliği gibi metabolik bozuklukların azalmasını sağlar.
OZON TEDAVİSİ VE METABOLİK SENDROM
Dengeli beslenme ve fizik aktivitenin artırılması yanında kilo kontrolü çok önemlidir.
Bütün bunların dengelenmesi için en önemli tedavi yöntemi ozon tedavisidir.
Metabolik sendrom; gençler arasında görülebilmekte, hipertansiyona ve kalp hastalıklarına neden olmaktadır.
Kan şekerini hızla yükselten gıdalar;
Obezite, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, ülser, felç, kronik yorgunluk sendromu, kanser ve osteoporoz gibi son yıllarda artış gösteren çok sayıda kronik-dejeneratif hastalığa neden olmaktadır.
Bu yüzden Metabolik sendrom için önleyici tedbirler almak gerekir.
Bunlardan en önemli tedavi yöntemlerinden birisi OZON TEDAVİSİdir.
Major otohemoterapi, Minör otohemoterapi, Rectal Ozon tedavisi, Ozon Sauna ve Ozon Yağı başlıca tedavi yöntemleri arasındadır.
Ozonlu su ile Kolon hidroterapi de (Lavman) tedavinin başarısı için gerekli uygulamalardandır. Kolon hidroterapi yapılacak hastalara bir gün öncesinden parazitolojik tedavi başlanır.
METABOLİK SENDROMDA KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Kişilerin, metabolik sendrom olup olmadığını değerlendirmek amacıyla aşağıdaki teste başvurabilirler. Her soru 1 puan değerindedir.
1.-Hiç tansiyonunuz ölçüldüğünde size yüksek olduğu söylendi mi? (evet/hayır)
2.- Haftada 5’ten fazla patates, mısır gevreği, çikolata, ya da benzeri gıdaları yiyor musunuz? (evet/hayır)
3.-Düzenli egzersize rağmen kilo vermekte zorlanıyor musunuz? (evet/hayır)
4.-Kilonuz karın ve bel çevrenizde mi lokalizedir? (evet/hayır)
5.-Kolestrolünüz yüksek mi? (evet/hayır)
6.-Sıklıkla şekerli gıdalar yeme ihtiyacı duyuyor musunuz? (evet/hayır)
7.-Kalp-damar hastalığı, yüksek tansiyon veya şeker hastalığı bulunan 1. Veya 2. derece akrabanız var mı? (evet/hayır)
8.-Kan şekeri düşüklüğünüz (hipoglisemi) var mı? (evet/hayır)
9.-Yemek öğünleri arasında konsantrasyon kaybı, baş ağrısı, mide bulantılarınız oluyor mu? (evet/hayır)
10.-Yemek yedikten sonra genellikle yorgunluk hissediyor musunuz? (evet/hayır)
11.-Pirinç, patates, un içeren gıdaları haftada 3 kereden fazla alıyor musunuz? (evet/hayır)
12.-İdeal kilonuzun 5 kilo veya daha fazla üzerinde misiniz? (evet/hayır)
13.-Haftada 2 kereden daha az mı egzersiz yapıyorsunuz? (evet/hayır)
14.-Gün içinde enerji iniş çıkışları yaşar mısınız? (evet/hayır)
SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
0-4 EVET: Metabolik sendrom için düşük risk.
5-8 EVET: Metabolik sendrom için orta risk. Araştırılması önerilir.
9-14 EVET: Metabolik sendrom için yüksek risk. Tedavi başlanması önerilir.
METABOLİK SENDROM, lu hastalar kilo vermekte zorlanırlar ve tipik ifade ile “su içse yarıyor” derler.
Bu tür hastalarda alınan enerji yağ dokusuna dönüştürülmektedir. Karın bölgesinde yağ dokusu artar, insülin direnci artar. İnsülin direnci artınca yemek artar, yemek artıca alına glikoz ve alınan enerji harcanamaz ve yağa dönüşür.
Kısır döngü haline gelir.
METABOLİK SENDROM NELERE YOL AÇIYOR?
Metabolik sendromlu kişilerde kalp damar hastalıkları ve ölüm riski artar.
Kan şeker düzeyi, diyabet sınırında değilse bile ileride bu hastalığın gelişme riski çok fazladır. Şeker hastalığı dolaşım stemini harap eder ve birçok hastalığın alt yapısını oluşturur.
Bunun için erken tanı konulup, tüm risk faktörlerinin tedavi edilmesi gerekir.
METABOLİK SENDROMLARIN KOMPLİKASYONLARI
İnsülin direnci
Şişmanlık (obezite),
Şeker hastalığı,
Kan yağlarında bozukluk (dislipidemi),
Hipertansiyon,
Kanserde artış,
Böbrek hastalığında artış,
Koroner damar hastalığı,
Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer yağlanması,
Polikistik over sendromu,
Damar endoteli, damar cidarı bozukluğu,
Kan pıhtılaşma eğilimi artışı (hiperkoagülabilite),
Osteoartrit (OA),
Diz eklemi osteoartriti,
Seksüel fonksiyonlardaki bozulma
(İtalya’da yapılan bir çalışmaya göre ise metabolik sendromlu kadınlarda seksüel fonksiyonlardaki bozulma sıklığının, normal popülasyondaki sağlıklı bireylere göre önemli derecede yüksek olduğu ortaya konmuştur.)
Metabolik Sendrom Tedavi Edilmediği takdirde Kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi ve felç geçirme olasılığı ve ani ölümler görülebilir.
Önlem alınmadığında, 7 yıl içinde hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları, insulin direnci, tip 2 diyabet ortaya çıkar.
OZON TEDAVİSİNDEN VAKA ÖRNEKLERİ
http://www.ozoneforumofindia.com/cases.html
CASE STUDIES BY OFI MEMBERS
Following are some case studies in Ozone Therapy:
1.-Case Study of Ozone for Shortness of breath and low energy level
Mohan Shah
Weight : 90 Kgs | Age: 67 | Height : 176 cms
Condition / Symptoms
First symptoms started appearing in New York since Sept of 2007 of Heavy breathing and shortness of breath specially on climbing steps. No past history of other complications such as high B.P. / Cholesterol or chest pain or any other heart complications but having diabetes Type II.
In October 2007 examined by G.P/Cardiologists, went through stress tests and echo cardiogram tests and all heart functions found to be normal.
It was suspected that I might have problems with my lungs so a pulmonary test of lungs was suggested.
In Nov 2007 travelled to India and consulted lung specialists. Was advised to go to Harkisondas Hospital for conducting pulmonary. The test results were normal.
The symptoms persisted and was advised to see a heart specialists, after conducting all the normal procedures was advised to go for Thallium Stress test at Jaslok Hospital, turned out to be normal, no blockage was seen in the lungs and heart.
Returned to New York. Found a new cardiologist at Lenox Hill Hospital. She ran me through the usual tests at the ehospitals including Endoscopy and Angio Catscan. All normal except the Hemoglobin was slightly on the lower side at 11. May be the reason for my symptoms.
As a last resort, she finally recommended an Angiography/Angioplasty should be conducted.
The tests showed severe blockage of five arteries and with 95% blockage in one of the main arteries.
At this point a quadruple by-pass surgery was the only remedy and the open heart surgery was performed successfuly on the same day 15th February, 2008.
Post By pass:
Same symptoms continued while in USA with lack of energy. All tests were normal except Hemoglobin was low to 9. It was brought back up to 11 by medication.
Traveled to India on April 10th 2008 Joined Asian Heart Institute Rehab Facilities in Mumbai. 3 times a week light exercises.
Same symptoms continued, shortness of breath and no energy.
All necessary tests were conducted, such as blood tests, X-rays, Cat Scan, Sonograms, PFT etc. All normal.
4 weeks in Mumbai and developed water in Lungs and swelling in legs.
On 8th May 300 CC fluid was removed from Lungs. The fluid was analyzed and was free of any Bacterial Infection. No TB.
Symptoms improved some what, but the physical weakness prevailed.
On May 23rd 2008, additional 300 cc fluid was removed from lungs.
Hemoglobin dropped to 9.5 again. Breathing improved but the weakness of the body continued.
Was taking Lipitor, Plavix, Folic Acid and beta block for heart plus, 6 others for lungs, breathing and infection.
None of the Doctors could say what was wrong.
End of May 2008
Started on daily Ozone infusion through ears and rectum for 18 days course.
Ear: ozone flow 200ml per minute, of 10 micro gram / ml for 5 minutes
Rectum: 200ml of ozone gas of 30 micro gram / ml ie., 6,000 micro grams
Continued the 4 medication for heart but stopped the 6 medicines for breathing, lungs and infection.
Since 4th day of Ozone, there was a remarkable improvement in general physical condition and the body was re-energized.
Since then the energy level in the body has constantly improved and the breathing has returned to almost normal.
After 15 days of Ozone infusion Hemoglobin level has risen to 10.5. The effect was that of Blood Transfusion.
Since last 2 weeks Ozone infusion course has been completed and overall condition is improving everyday.
April 15th’09
It’s almost a year since the OZONE treatment was administered and the general health condition has remained constantly in A1 condition.
The earlier symptoms have never re-appeared. The current Hemoglobin tested in April 2009 maintained at 12.75 range.
The chest X-Ray of Lungs in month of April 16, 2009 was absolutely clear. The overall breathing and energy level is normal.
I am continuing the same medications for my heart, besides my Diabetes medication and Vitamin D, Beta Blocker 25mg , Baby Aspirin 50mg.
Doctors observation :MECHANISM (In general)
While Mr.Mohan Shah was getting treated with allopathy, the main concentration was on the disease but not the patient as a whole.
When he was treated with ozone, the body started accelerating the process of healing by way of increase in the oxygenation of blood.
When there is oxygenation in the body the Red blood cells (RBC) get charged with Nascent “O” and releases more oxygen.
MECHANISM OF ACTION
¨ Improving RBC’S Oxygenation
¨ Alerting the WBC by activated cytokines which leads to controlled activation of the immune system.
¨ Ozone as a germicidal, helps other medication work faster than usual – like antibiotics.
¨ Instead of treating on the basis of report we should treat patient as a whole
“Doctors put drugs of which they know little into bodies, of which they know less, for diseases of which they know nothing at all”
-FRANÇOIS-MARIE AROUET DE VOLTAIRE
OFI ÜYELERİNİN ÖRNEK ÇALIŞMALARI
Ozon Terapisinde bazı vaka çalışmaları aşağıdadır:
1:-Nefes Darlığı ve Düşük Enerji Seviyesi İçin Ozon Örnek Çalışması
Mohan Şah
Ağırlık : 90 Kg | Yaş: 67 | Yükseklik : 176 cm
Durum / Belirtiler
New York’ta Eylül 2007’den bu yana özellikle merdiven çıkarken ağır nefes alma ve nefes darlığının ilk belirtileri ortaya çıkmaya başladı.
Yüksek kan basıncı gibi başka komplikasyon geçmişi yok. / Kolesterol veya göğüs ağrısı veya diğer kalp komplikasyonları ancak Tip II diyabet hastasıysanız.
Ekim 2007’de GP/Kardiyologlar tarafından muayene edildi, stres testleri ve eko kardiyogram testleri yapıldı ve tüm kalp fonksiyonları normal bulundu.
Akciğerlerimde sorun olabileceğinden şüphelenildi ve akciğer akciğer testi önerildi.
Kasım 2007’de Hindistan’a gitti ve akciğer uzmanlarına danıştı. Akciğer tedavisi için Harkisondas Hastanesine gitmesi önerildi.
Test sonuçları normaldi.
Semptomların devam etmesi üzerine kalp uzmanına görünmesi önerildi, tüm normal işlemler yapıldıktan sonra
Jaslok Hastanesi’nde Talyum Stres testine gitmesi önerildi, normal çıktı, akciğerlerde ve kalpte herhangi bir tıkanıklık
görülmedi.
New York’a döndü. Lenox Hill Hastanesi’nde yeni bir kardiyolog buldum.
Beni hastanelerde Endoskopi ve Angio Catscan gibi olağan testlerden geçirdi.
Hemoglobin dışında her şey normaldi, 11’de biraz alt taraftaydı. Belirtilerimin nedeni bu olabilir.
Son çare olarak Anjiyografi/Anjiyoplasti yapılmasını önerdi.
Testler beş arterde ciddi tıkanıklık olduğunu ve ana arterlerden birinde %95 oranında tıkanma olduğunu gösterdi.
Bu noktada tek çare dörtlü by-pass ameliyatı oldu ve 15 Şubat 2008’de aynı gün açık kalp ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi.
By pass sonrası:
Aynı belirtiler ABD’deyken de enerji eksikliğiyle devam etti. Hemoglobinin 9’a düşmesi dışında tüm testleri normaldi. İlaçlarla 11’e getirildi. 10 Nisan 2008’de
Hindistan’a gitti. Mumbai’deki Asya Kalp Enstitüsü Rehabilitasyon Tesislerine katıldı. Haftada 3 kez hafif egzersizler.
Aynı semptomlar devam etti, nefes darlığı ve enerjisizlik.
Kan testleri, röntgen, Kedi Taraması, Sonogramlar, SFT vb. gibi gerekli tüm testler yapıldı. Hepsi normal.
Mumbai’de 4 hafta geçirdim ve Akciğerlerde su ve bacaklarda şişlik oluştu.
8 Mayıs’ta Akciğerlerden 300 CC sıvı çıkarıldı. Sıvı analiz edildi ve herhangi bir Bakteriyel Enfeksiyon içermediği görüldü. Tüberküloz yok.
Semptomlar bir miktar düzeldi, ancak fiziksel zayıflık galip geldi.
23 Mayıs 2008’de akciğerlerden ilave 300 cc sıvı çıkarıldı.
Hemoglobin yeniden 9,5’a düştü. Nefes alma düzeldi ancak vücudun zayıflığı devam etti.
Kalp için Lipitor, Plavix, Folik Asit ve beta blok, ayrıca akciğerler, solunum ve enfeksiyon için 6 kişi daha alıyordu.
Doktorların hiçbiri neyin yanlış olduğunu söyleyemedi.
Mayıs 2008 sonu
18 günlük bir kurs boyunca kulaklardan ve rektumdan günlük Ozon infüzyonuna başlandı.
Kulak: Dakikada 200 ml ozon akışı, 5 dakika boyunca 10 mikrogram/ml
Rektum: 200ml ozon gazı 30 mikrogram/ml yani 6.000 mikrogram
Kalp için 4 ilaca devam edildi ancak solunum, akciğer ve enfeksiyon için 6 ilaç durduruldu.
Ozonun 4. gününden bu yana genel fiziksel durumunda gözle görülür bir iyileşme oldu ve vücuda yeniden enerji verildi.
O zamandan beri vücuttaki enerji seviyesi sürekli olarak iyileşti ve nefes alma neredeyse normale döndü.
15 günlük Ozon infüzyonu sonrasında Hemoglobin düzeyi 10,5’e yükseldi. Etkisi Kan Transfüzyonuydu.
Son 2 haftadan beri Ozon infüzyon kursu tamamlandı ve genel durumu her geçen gün iyiye gidiyor.
15 Nisan’09
OZON tedavisinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti ve genel sağlık durumu sürekli olarak A1 seviyesinde kaldı. Daha önceki belirtiler hiçbir zaman yeniden ortaya çıkmadı.
Nisan 2009’da test edilen mevcut Hemoglobin değeri 12,75 aralığında tutuldu. 16 Nisan 2009’daki akciğer röntgeninde temiz çıktı. Genel solunum ve enerji düzeyi normaldir.
Diyabet ilacım ve D Vitamini, Beta Bloker 25mg, Bebek Aspirin 50mg dışında kalbim için aynı ilaçları kullanmaya devam ediyorum.
Doktor gözlemi :MEKANİZMA (Genel olarak)
Bay Mohan Shah allopati tedavisi görürken asıl odak noktası hastalık üzerindeydi ancak bir bütün olarak hasta üzerinde değildi. Ozon tedavisi uygulandığında vücut, kanın oksijenlenmesini artırarak iyileşme sürecini hızlandırmaya başladı. Vücutta oksijenlenme olduğunda, Kırmızı kan hücreleri (RBC) Yeni Oluşan “O” ile yüklenir ve daha fazla oksijen salar.
EYLEM MEKANİZMASI
¨ RBC’nin Oksijenasyonunun İyileştirilmesi
¨ Bağışıklık sisteminin kontrollü aktivasyonuna yol açan aktive sitokinler yoluyla WBC’yi uyarır.
¨ Ozon antiseptiktir, antibiyotikler gibi diğer ilaçların normalden daha hızlı etki göstermesine yardımcı olur.
¨ Rapora göre tedavi yerine hastayı bir bütün olarak ele almalıyız.
“Doktorlar, hakkında az şey bildikleri ilaçları, hakkında hiçbir şey bilmedikleri hastalıklar için, az bildikleri bedenlere koyarlar.”
-FRANÇOIS-MARIE AROUET DE VOLTAIRE
REVİTA OZON YAĞI KÖTÜ KOKAR VE TADI KÖTÜDÜR.
KÖTÜ KOKMASI VE KÖTÜ TADI OLMASI OZON YAĞININ İYİ OLDUĞUNU GÖSTERİR.
REVİTA OZON YAĞI YUTULABİLİR, AÇIK YARALARA SÜRÜLEBİLİR, MUKOZALARA SÜRÜLEBİLİR.
RECTAL (MAKATTAN), VAGİNAL (RAHİM İÇİNE) UYGULANABİLİR.
BURUNA VE KULAK ZARI DELİK OLMAYANLARA UYGULANABİLİR.
REVİTA OZON YAĞI İÇİNDE PLASTİK PARÇACIKLARI YOKTUR.
BAŞKA BİR OZON YAĞI İLE VEYA NASIL ÜRETİLDİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZ BİR OZON YAĞI İLE UYGULAMA YAPMANIZ ÖNERİLMEZ.
REVİTA OZON YAĞINI SADECE SELCUK ECZA DEPOSU İLE ÇALIŞAN ECZANELERDEN SİPARİŞLE BULABİLİRSİNİZ.