OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

OZON TEDAVİSİ ve OZONLA TANIŞMA

TESADÜF

2006 yılı başında, tesadüfen MALİGN MELANOMA olduğumu öğrenmiştim.

Hekim olduğum halde ihtimal vermediğim veya dikkat etmediğim bir durum.

malignmelanom 1 - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Benim Hastalığım, şakaktaki Lentigo Malign, Göğsümdeki Malign Melanoma idi.

Bu hastalığın, bir arada nadir görülmesi çok nadırdır.

Mesleğim gereği, ne kadar süre yaşayabileceğimi biliyordum.

Hastalıkların Oluşum Mekanizması Hakkında Hipotezim

Bu hastalık, “Malign Melanoma” nedeniyle teshisten sonra 5 yıllık yaşam süresini aşan nadirdir.

Neden Kanser olduğumu düşünmeye başladım.

Hayatımdaki psikolojik travmaları ve kırılma noktalarını ve psikolojik travmaların dozajlarını değerlendirdim.

Meslek hayatım boyunca Hastalıkların oluşum mekanizmaları üzerinde, kendime göre, hipotezler geliştirmiştim.

Psikolojik travmaların, birçok metabolik hastalığın başlamasında etkin olduğu gibi, Kanserde de böyle bir mekanizmanın olduğunu da söyleyebilirim.

Yetişme şartları; bu psikolojik travmalarda çok etkilidir. Bu yüzden herkesin psikolojik travması farklıdır. Yani her kişinin, aynı olaya tepkisi farklıdır. olaylara veya psikolojik travmalara, savunma mekanizması geliştiremediği veya olası durumu kabullenmediği sürece, hastalık oluşumunda etkendir.

Örneğin:

Hırsızların içinde yaşayan bir hırsıza, arkadaşları; “en iyi hırsız sensin” dediklerinde, O hırsız “ONORE”olur. Bu söz onun için, bir MOTİVASYON olur. Vucut direnci arttar.

Dürüst bir kişiye, sadece “sen hırsızsın” dendiğinde ise, o kişi kendine zarar vermese bile, Beynin bu durumu kabullenmemesi sonucu, kendine yakıştırılan bu durum ona çok ağır bir travma olur.

Vücut direnci yok olur, eli ayağı titrer, hatta tutmaz, en ağır hastalığa bile yakalanabilir.

Bu görüşlere varmama sebep olan bazı vakaları anlatayım.

İLK HASTAM:

sedef3 - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA


Tıp Fakültesinde, ilk stajımdaki ilk hastam; SEDEF hastası 17 yaşında bir kızdı.

Bu kızcağızın bütün vücudu sedef olmuştu. Bir kız için korkunç bir görüntü. Bu durum geçmeyecek düşüncesi de ayrı bir travmadır.

Bu kızın annesi ve babası Almanya’da çalışmaktadır Kız, Almanya’da ailesi ile beraberken Türkiye’ye getirilir.

Okula gitmesi için babaannesi ve dedesinin yanına adeta terk edilir. Ergenlik çağında bu çocuk, anne ve baba korumasından uzak, aralarında çağ farkı olan dede ve babaanneye bırakılır.

Kendini zorluklara ve kötülüklere karşı koruyacak, derdini anlatabileceği kimse yoktur.

Bilinçaltının Korunma beklentisi vardır.

sedefguttate - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Bence; ilgiye, sevgiye, korunmaya muhtaç olan çocuğun beyni de, bilinçaltında bu eksikliklerin tamamlanmasını istemektedir.

Bu yüzden “Beyin” den korunma mesajları gönderilmektedir.

sedefbacak - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Bu mesajları, çocuğun cildi, kendisine verilmiş bir korunma talimatı olarak algılayıp; dış etkenlere karşı, cildin sertleşmesine ve kabuklanmasına sebep olabileceği kanısına vardım.

Yani; Derinin; bilinçaltı korunma talebi nedeniyle, dış etkenlerden korunmak için, “beyin’den” gönderilen emirleri, kendi üstüne alınarak ve kendini sertleştirerek, kabuklanarak yerine getirdiğini düşünüyorum.

Tabi bütün bu olaylar bilinçdışı gelişmektedir.

ROMATOİD ARTRİT KONUSUNDA HİPOTEZİM

Kız,Evlenmek için ailesinin istemediği bir kişiyi seçmiştir, Evlenmeye isteklidir.

roma17 - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Evlenmesine, Ailesi, Anne ve Babası karşı çıkmaktadır.

Ailesi; Kızı vazgeçirmek için psikolojik travmalar oluşturmaktadırlar. Kız, aldığı kararda evlilik aşamasında yalnız bırakılmıştır.

Evlendikten 3 ay sonra bu kızcağız Romatoid Artrit olmuştur.

Ailesinin arkasında durması gerektiği ve Eli ayağı olması gerektiği bir anda çocuğun yanında değildir.

roma23 - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Kızcağız; yanında güvenecek kimse kalmadığı, ve başına bir şey geldiğinde sığınacak bir yeri olmadığı bir durumdadır. Kalabalığın içinde tutunacak tek dali kalmamıştır..

roma5norartrit - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Genç kızın beyni; bilinçaltından, Vücuduna ve  metabolizmaya gönderdiği emirler ayakta kalma, dik durma üzerinedir. Dik durma eklemler sayesindedir ancak tutunma eller ve ayaklar sayesindedir.

Basit  bir mantıkla düşündüğüm, bu ani duygu durum bozukluğu ve stres genç kızın bütün gücünü almıştır.

Bu  nedenle Beynin emirlerinin ( dik dur, ayakta kal, iyi tutun emirleri eklemler tarafından algılanmış yanlış emirler olabileceğini ve bu yüzden ROMATOİD ARTRİTİ başlattığı kanaatindeyim.

Daha sonra aile barıştı, kızın bebeği oldu, evliliğinde mutluydu ve ailesiyle görüşmeye başladı. Psikolojik durumu düzeldi  ve halen herhangi ciddi bir sıkıntısı yoktur.

 BAŞKA BİR ÖRNEK

çok iyi geliri olan bir kişi ekonomik olarak battığında, bunu kendine yediremezse, muhtaçlığın acısını yaşamaya başlarsa şeker hastası “diyabet” olur.

Bu teoriler; herkes için geçerli teoriler değildir.

“Başkaları ne der” psikolojisi yanında, bu psikolojik travmalara, kişinin çevresi ve yetişme şartları da eklenmelidir.

Kanser olmadan önceki 6 yılımı incelediğimde sorumlu olarak iki büyük psikolojik travmayı gördüm.

Hastalığımın beni götüreceği noktayı bildiğimden, ömrümün kısa sürede biteceğini de kabullenerek bana psikolojik travma yapan nedenlerle barıştım, bunları kabullendim.

İnsanların, ne kadar büyük kötülüklere direnç gösterdiğini, benimde bunları kabullenmem gerektiği şeklinde bir savunma mekanizması geliştirdim.

İşte bu sıralarda Kanser konusunda araştırma yaparken; Kanser ve diğer hastalıklara destek tedavisi olduğu iddia edilen OZONLA TANIŞTIM.

İlk OZON kursuna gittiğimde sonuçlarının çok iyi olduğunu anladım.

Ama etrafımdaki bir çok ozonla ilgisi ve bilgisi olmayan doktor arkadaşlarıma konuyu bahsettiğimde, birçoğu olumsuz baktılar.

Onlar, kendi branşlarında uzman kişiler, belki doğru olabilirler diye, ben kendi kendime mahçupluk hissettim.

İnsanları yanıltamazdım.

Herhalde, ben kursta, ozonu tam anlamı ile anlamadım, diye, bir daha kursa gittim.

Daha sonra uluslararası kursa da gittim.

Uluşlararası kurslardan birinde, gelen alman profesör; Akciğer kanseri olan Kayınpederine yaptığı major otohemoterapiden, ozon tedavisinden bahsetti.

Kanserin durakladığını, Ancak bu konuda fazla çalışma olmadığını ama sonuçları ileride açıklayacağını anlattı.

Toplam 5 kursa gittim.

Bu arada Sağlık Bakanlığı da, ozon tedavisini tamamlayıcı tıp içinde değerlendirdi.

Sağlık Bakanlığı, benim aldığım kursların yanında, birde Üniversiteden kurs almam gerektiği kuralını getirildi.

Son, ozon tedavisi sertifika kursumu Ankara Gazi Üniversitesinden aldım.

Artık Ozonu gönül rahatlığı ile uygulayabilirdim.

İlk hastam babam oldu.

Babamın dizinde, eklem içinde bir facet atmış, hareketlerde ağrı yapıyordu.

Diz eklemi içine ozon gazı uyguladım.

Babam zor beğenen bir kişidir, ikna etmek zordur, sorgulayıcıdır.

Diz eklemi içine gaz uygulandıktan sonra rahatladığını söyledi.

Ertesi gün ozonun etkisi azalınca,  ağrılar hafif hafif belirmeye başladığında “acaba dizin öbür yüzünden de yapsan daha mı iyi olacak?” dedi.

Talep kendisinden geldiği için rahatladım. Dizin diğer tarafından da yaptım. Çok memnun oldu.

Bu sefer “kolumu kaldıramıyorum buraya da faydası olur mu acaba” dedi.

Bu sefer insulin iğne ucuyla omuzun ve omuz kaslarının çeşitli yerlerine ozon gazı yaptım. 5 dakika sonra elini rahatça yukarıya kaldırabiliyordu.

eklemicienjeksiyon 1 - OZON TEDAVİSİ İLE TANIŞMA

Aslında dizine OZONLU PRP yapılsa daha faydalı olabilirdi.

Ama köyde tavuklara bakan yok diye durmadı gitti. Tedavi yarıda kaldı.

12 seans Major otohemoterapi yapsak çok daha iyi olurdu.

Bu arada Şunu söylemek isterim.

KANSERDE OZON TEDAVİSİ

Ozonun, Kanseri Tedavi ettiği yönünde iddialar varsa da kesin araştırma sonuçları yoktur.

Araştırmalar devam etmektedir.

Ama” Major otohemoterapi” destek tedavisinin Kanser hastalarına da vücut direncini arttırmasıyla, destek tedavi olarak çok faydası olduğu anlaşılmıştır.

Birçok kanser hastası ozon tedavisinden fayda gördüğü bilinmektedir.

Özellikle Kemoterapinin yan etkilerinin hafif geçirilmesinde etkili olduğu bilinen bir gerçektir.

DİYABETTE OZON TEDAVİSİ

Şeker (Erişkin Diyabet) hastalığında 20 seans major otohemoterapi yapıldığında Pankreasta sağlam insülin salgılayan adacık kaldıysa; insülin salgısı artışı nedeniyle, hasta insülin kullanıyorsa ya kesiyor ya dozunu düşürüyor yada sadece haplarını kullanıyor veya ilaç kullanımını bırakıyor.

Bütün bunlar kişinin pankreasındaki harabiyetin büyüklüğüne bağlıdır. Kişiden kişiye değişir.

Ozon yağının enfekte yaralarda , viral yaralarda cilt hastalıklarında çok etkili olduğunu uygulayarak görebiliyorum.

Ancak Ozonun; birçok hastalığın iyileşmesinde destek tedavi yöntemi olduğu kesindir.

Ayrıca estetik açısından cilt üzerindeki kırışıklık, yara, nedbe dokuları ozon gazı ve PRPnin etkili olduğu muhakkaktır.

Bende bu yüzden hem kendime ve hemde hastalarıma Ozon tedavisine başlamış bulunmaktayım.

Tabi ki bütün hastalıklarda, genetik, çevresel ve psikolojik faktörleri gözardı etmemek gerekir.

Çevrenizde, benim dedem 80 yaşına kadar sigara içti, hiçbirşey olmadı diyen birilerini duyar gibi oluyorum.

Her kişinin çevresel travmaları, ve zararlarını kaldırma kapasitesi vardır.

Bir çeşmeden, aynı hızla küçük bir kovaya su dolduğunu düşünün, kova küçük olduğu için çabucak dolar.

Aynı çeşmeden aynı hızla damlayan suyun, altına çok büyük bir kova koyduğunuzda o kova nın dolması çok uzun süre alır.

Ama dolduğunda aynı neticeyi verir. Taşar.

İşte bu taşma, o çevresel faktör taşması, psikolojik travma dozu, hangi hastalığa sebep oluyorsa, o hastalığın başlama anıdır.

Herkesin genetik kovası farklıdır.her hastalığın kişiye göre genetik kovası farklıdır.

Kovanın dolmasını arttıran ve etkileyen faktörler varsa; yağmur yağıyorsa (stres travması) diğer çeşmelerden su (stres) sıçrıyorsa vb.

O yüzden aynı çevresel faktörler etkilidir.Ancak etkileri kişinin kovasının dolmasını hızlandıran faktörlere bağlıdır.

Bu hastalıklar; Kanser, Metabolik hastalıklar ve hormonal hastalıklar olabilir.

Not : Psikiyatri klinikleri, hastalıkların etiyolojileri konusunda, psikolojik travma araştırması yapabilir. Yukarıda anlattığım hipotezlerime, tez veya antitez olarak görüş belirtmek isteyen kişilerin varsa bilimsel araştırmaları açıklamasını dilerim.

Dr. Nazif TOPALOĞLU

Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir