ŞEKER (DİYABET) HASTALIĞI VE OZON TEDAVİSİ
[nivoslider slug=”diyabet”]
ŞEKER HASTALIĞI NEDİR?
![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/PANKREAS-300x263.jpg)
“Şeker Hastalığı” olarak da söylenen, “Diyabet” hastalığında; pankreas bezi yeterli miktarda insülin hormonu üretmemekte ya da hücreler, pankreasın ürettiği insulin hormonunu etkili bir şekilde kullanamamaktadır.
Bu durumda kişi, kandaki şekerini yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir.
Bunun sonucu gelişen hastalık, Diyabetes Mellitus (Şeker Hastalığı) tur.
ŞEKER HASTALARINDA ERKEN TEŞHİS BELİRTİLERİ
Diyabet hastalığında, üç temel belirti: fazla yemek yeme ve doymama hissi, sık idrara çıkma, ağızda kuruluk ve tatlılık hissi ve buna bağlı olarak aşırı su içme isteği temel belirtidir.
Şeker hastalığında ERKEN TEŞHİS için aşağıdaki belirtilere dikkat etmek gerekir.
Ağızda kuruluk,
Aşırı su içme isteği,
Sık sık idrara çıkma,
Doymama ve fazla yemek yeme isteği,
Sabahları uyanmakta güçlük çekmek ve gündüzleri yaşanan uyku halleri,
Terleme,
Sürekli yorgunluk hissi,
kilo kaybı
Bulanık görme,
Ani öfkelenme ve sinirlenmeler,
Depresyon,
Ellerde ve ayaklarda uyuşma, Karıncalanma, Ağızda aseton kokusu,
gibi bulguların tamamı veya bazıları görülebilir.
Böyle durumlarda belirtilerin birkaçı mevcutsa doktora gidip kanda glikoz AKŞ (açlık Kan Şekeri) ve TKŞbaktırmak Hastalığın erken teşhisi için gereklidir.
ŞEKER HASTALIĞININ NEDENLERİ
Şeker, diyabet hastalığında genetik ve çevresel nedenler birlikte rol alır.
Tip 1 Diyabet nedenleri arasında yüksek oranda genetik faktörler rol oynamaktadır. İnsülin hormonunu üretimi yapan pankreas organına zarar veren virüsler ve vücut savunma sisteminin çalışmasındaki aksaklıklar da hastalığa sebep olan etmenler arasındadır.
Bunun yanı sıra şeker hastalığının daha yaygın görülen türü olan Tip 2 diyabetin nedenleri arasında şunlar belirtilebilir.
Obezite, Ailede diyabetli olması, İleri yaş, Hareketsiz yaşam, Stres, Gebelik sırasında gestasyonel diyabet oluşması ve normalden yüksek doğum ağırlıklı bebeklik sayılabilir.
ŞEKER HASTALIĞI TEŞHİSİ NASIL KONUR?
Diyabet tanısında iki test kullanılır. Bunlar açlık kan şekeri ve şeker yükleme testi olarak da bilinen Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) ölçümüdür.
Sağlıklı bir bireyin açlık kan şekeri düzeyi <100 mg/dL,
Açlık kan şekerinin 126 mg/Dl‘nin üzerinde olması, diyabet tanısı için yeterlidir.
Bu durumda OGTT uygulanarak tokluk kan şekeri araştırılır.
Tokluk kan şekeri (yemekten iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz.
kan şekeri seviyesinin 200 mg/Dl’nin üzerinde olması diyabet hastalığının,
140-200 mg/Dl aralığında olması gizli şeker adı verilen pre-diyabet döneminin göstergesidir.
2 kez AKŞ ≥ 126 mg veya 2 kez tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması da diyabet tanısını koydurur.
aynı zamanda idrarda şekere rastlanır.
Diyabetik hastalarda HbA1C için ideal düzey % 6.5 altında kabul edilir.
İNSÜLİN NEDİR?
İnsülin, pankreasta üretilen bir hormondur. Pankreasta bulunan adacıklardaki beta hücreleri insülin yapar ve kan dolaşımına verir.
Sindirim sistemi, karbonhidrat içeren besinleri vücutta enerji için kullanılmak üzere glukoza dönüştürür.
Besinlerle kana geçen glukoz, insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girer. İnsülin, Glikozun vücut hücrelerine girmesi için gereklidir. İnsülin, şekerin, hücre içine girebilmesi için hücrenin kapısını açan bir “anahtar” işlevi görür.
Hücreler glukozu yakıt olarak kullanır, fazlası karaciğerde glikojen ve yağ olarak depolanır.
Aynı zamanda kan şeker düzeylerinin istenilen sınırlar içinde tutulmasını sağlar.
İnsülin enerji dengesini korur, kan şekeri seviyesinin çok uzun süre yükselmesine izin vermez. İnsülin yetersizliği veya eksikliğinde kandaki şeker miktarı yükselir.
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
İNSÜLİN DİRENCİNİZ OLDUĞUNU NASIL ANLAŞILIR?
İNSÜLİN DİRENCİNİN GELİŞİMİ
İNSÜLİN DİRENCİ; Hücrelerin, dokuların, insülin hormonuna yanıt vermemesi durumudur.![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/diabetinsulindirenci-nasl-300x225.jpg)
İnsülin direnci olan hastalarda, kan şekerinin vücut hücrelerine girmesi zorlaşmıştır. Bu nedenle kanda şeker birikimi meydana gelmektedir.
Başlangıçta pankreas güvenli kan şekeri seviyelerini korumak, yüksek kan şekerini düşürmek ve hücrelere daha fazla şeker alabilmek için daha çok insülin üretmeye ve normalden daha fazla çalışmaya başlar.
Sonuç olarak; Pankreas yeterli insülin sağlama yeteneğini kaybeder ve İnsülin direnci en sonunda kalıcı olarak daha yüksek glukoz seviyeleri hiperglisemiye sebep olur,
Pankreasın insülin salgılama yeteneği azalmaya başlar ve tip 2 diyabetin gelişmesine yol açar.
Bunun yanında fazla Kilolu olmak, bel çevresinin artmış olması, polikistik over sendromu, kortizonlu ilaç tedavileri, yaşlanma ve hareketsiz yaşam biçimi gibi çeşitli faktörler insülin direnci oluşmasına neden olabilir.
İNSÜLİN DİRENCİNİN BELİRTİLERİ
Yemek sonrasi yorgunluk ve halsizlik şikayetleri, sabah yorgunlukları, gece uykudan kalkıp tatlı bir seyler yemek, insülin direncinin belirtileri olabilir.
Bazı, insülin direnci olan bireylerde Akantoz Nigrikanları gelişebilir. Kasık, koltuk altı ve boyun arkası üzerinde gelişen koyu lekeler oluşabilir.
İNSÜLİN DİRENCİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Ön tanı ve diyabet teşhisi için bir dizi test kullanılabilir:
A1C testi: Önceki 2-3 ayda ortalama kan şekerini ölçer
![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/diabetinsulinşeker-uptake-300x225.jpg)
DİYABET TİPLERİ NELERDİR? DİYABET KİMLERDE GÖRÜLÜR? ŞEKER HASTALIĞI NEDENLERİ
TİP 1 DİYABET:
Çoğunlukla çocuklar ve ergenlik çağındakiler de gelişir, nadiren yetişkinlerde de görülebilir.
Çocuklukta en sık görülen kronik hastalıklardandır.
Birinci derece akrabalarında genetik olarak varsa ve çevresel faktörlerin varlığı, Tip 1 diyabeti; hastalığını tetiklediği gösterilmiştir.
Tip 1 diyabetin ortaya çıkışı genelde ani ve dramatik olur. Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, beklenmeyen kilo kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtiler olabilir.
Pankreasta insülin üretiminin yetersiz olması veya hiç olmaması kaynaklı ve dışarıdan insülin alımı zorunludur.
TİP 2 DİYABET:
Tip 2 diyabet, Genellikle yetişkinlerde görülmektedir. Ergenlik çağındaki gençlerde de görülebilir.
Tip 2 için risk faktörleri yaşın artışı, şişmanlık (obezite), ailede diyabet öyküsüdür.
Tip 2 diyabette 2 ana problem vardır.
1.-insülin direnci,
2.- insülin salgılanmasında eksiklik
Hücrelerin, kan şekerini düzenleyen insülin hormonuna karşı duyarsızlaşması sonucunda görülür
Tip 2 diyabette erken dönemde tanı konulursa ve gerekli tedbirler alınır, yaşam şekli düzenlenir, diyet ve egzersiz yapılırsa hastalık bile sayılmayabilir.
Tip 2 diyabet, düzenli ilaç tedavisi ile önlenebilir bir hastalıktır,
Bu önlemler alınamazsa vücutta zaman içinde ciddi harabiyetler yapar.
Maturity Onset Diabetes (MODY): Erken yaşta görülen Tip 2 diyabet benzeri diyabet hastalığıdır.
Gestasyonel Diyabet: Gebelik sırasında gelişen diyabet hastalığı türüdür.
Latent türü Autoimmune Diabetes in Adults (LADA): İleri yaşlarda görülen, otoimmün (bağışıklık sistemindeki bozukluk nedeniyle vücudun kendi kendine zarar vermesi) kaynaklı Tip 1 diyabet benzeri insüline bağımlı diyabet hastalığıdır.
Şeker hastalığının en çok görülen iki çeşidi Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabettir
KİMLER TİP 2 DİYABET AÇISINDAN RİSK ALTINDADIR?![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/2-31-e-225x300.jpg)
1.-Vücut kitle indeksi 25 kg/m2’nin üstünde olanlar ve bel çevresi kadınlarda 80 cm ve erkeklerde 94 cm den geniş olanlar,
2.-Birinci derece akrabalarda diyabet öyküsü olanlar (anne, baba, kardeş gibi),
3.-Total, LDL kolesterol ve trigliseridleri yüksek veya HDL kolesterol düzeyi düşük olanlar,
4.-Kalp damar hastalığı bulunanlar,
5.-Polikistik over hastalığı olanlar,
6.-Kan basıncı yüksek olanlar,
7.-Hamilelikte Gestasyonel Diyabet tanısı konmuş veya 4 kg üzerinde çocuk doğurmuş olanlar,
8.- Daha önceden gizli şeker tanısının konan bireyler yüksek riskli grupta kabul edilmektedir.
DİYABETES MELLİTUS (ŞEKER HASTALIĞI)![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/4-k1-225x300.jpg)
İnsulin hormonu, kandaki şekerin hücre içine girmesini sağlar.
Şeker hastalığında, insulin yeterli düzeyde salgılanmaz ya da hücreler insulin hormonu uyarısına cevap veremez ve şeker hücre içerisine giremez.
Bu durumda, Vücutta kan şekeri hızla yükselir.
ve Vücut enerji kaynağı olarak yağ dokusunu yıkmaya başlar, protein ve yağ metabolizmasının bozulmasına yol açar.
Hastalarda atardamarlar içerisinde yağlar (kolesterol ve trigliserid) birikmeye başlar.
Bunun sonucunda, kan damarlarında daralma oluşur ve buna bağlı olarak dokulara yeterli kan ve oksijen ulaşamaz.
Beslenemeyen dokular ölmeye başlar.
Şeker hastalarında diyabetik ayak, gangren ve iyileşmeyen yaraların oluşumu bu yüzdendir.
Şeker hastalarında, oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin taşıdıkları oksijeni dokulara bırakmalarını uyaran 2,3 dpg maddesinin azalmıştır.
Kandaki aşırı şeker, dolaşım sistemine verdiği zararla vücuttaki tüm organlara zarar verir.
Uzun süre kontrolsüz kalan diyabet hastalarında hücre ölümlerine bağlı gangren oluşumu, göz damarlarındaki hasara bağlı körlük, böbrek yetmezliği, kalp hastalıkları, beyin ve sinir hasarı meydana gelir.
DİYABETİN BELİRTİLERİ NELERDİR?![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/2022-diyabetik-aayak-yarasi-169x300.jpg)
Artan susuzluk, Aşırı susama, Ağızda kuruluk, açlık, doymama ve fazla yemek yeme isteği, sık idrara çıkma, sürekli yorgunluk, Sabahları uyanmakta güçlük çekmek, Terleme, kilo kaybı, Ani öfkelenme ve sinirlenmeler, Depresyon, Bulanık görme, Ellerde ve ayaklarda uyuşma, Karıncalanma, İyileşmeyen kesikler veya yaralar, cinsel fonsiyon bozukluğu, performans düşüklüğü sık görülen belirtilerdir. Belirtiler yavaş yavaş ortaya çıkar.
Bazı tip 2 diyabetli kişilerde, başlangıçtan yıllar sonra çeşitli diyabet komplikasyonları ile teşhis edilirler.
KAN ŞEKERİ KONTROL ALTINA ALINMAZSA NELER OLUR?
Diyabetin ciddi sonuçları ortaya çıkabilir.
Göz sorunları ortaya çıkar, görme kaybı (körlük) vb.,
Kalp/dolaşım sistemi sorunları-kalp krizi,
Böbrek sorunları (böbrek yetmezliği–diyaliz/böbrek nakli gerekebilir),
Duyusal/Sinirsel sorunlar (ağrı, his kaybı ve yaralara yol açabilir),
Diyabetik Ayak sorunları- (gangren-uzuv kaybı olabilir),
inme (felç) riski,
Bu komplikasyonların tümü, zamanında uygulanan tedavi ve iyi kan şekeri kontrolü ile önlenebilir.
ŞEKER HASTALIĞI TEDAVİSİ-DİYABET TEDAVİSİ
ŞEKER HASTALIĞI NASIL GEÇER?
Diyabet, aşağıdaki önlemlerle kontrol altına alınabilir:
Eğitim, Düzenli egzersiz, Düzenli sağlık kontrolü,
Sağlıklı beslenme planı yapılmalıdır.
Küçük, düzenli öğünler ve sağlıklı atıştırmalar, Kaymağı alınmış süt ve bitkisel sıvı yağ t
üketimi, pişirme yöntemlerinin değiştirilmesi – haşlama, ızgara ve buharda pişirme gibi.
Beslenmede Kaçınılması gerekenler:
Fazla miktarda katı yağ ve margarin, kızartılmış besin tüketimi,
Fazla miktarda çay şekeri gibi rafine şeker, bal, reçel, kek ve çikolata tüketimi.
DİYABETTE İLAÇ TEDAVİSİ
Tip 1 diyabette tabletlerin rolü yoktur. Sadece insülin kullanılır. Tip 1 diyabette insülin tedavisi ile birlikte tıbbi beslenme tedavisi titizlikle uygulanmalıdır.
Tip 2 diyabette genellikle ilk olarak tabletlerle tedaviye başlanır. Tedavi beslenme düzeninin sağlanmasının yanında genellikle hücrelerin insülin hormonuna duyarlılığını artırmaya veya doğrudan insülin hormonu salınımını artırmaya yönelik oral antidiyabetik ilaçların kullanılmasını içerir.
İlerleyen dönemlerde insüline geçilebilir.
TİP 2 DİYABETTE OZON TEDAVİSİ
OZON TEDAVİSİ ; Tip 2 (Diyabet) Şeker hastalığında ve komplikasyonlarının tedavisinde en etkili tamamlayıcı tıp yöntemidir.
OZON TEDAVİSİ ;
Kan dolaşımını arttırır, Ozon, oksijen molekülünden daha güçlü ve yarılanma ömrü 30-40 dakika olduğundan, dokulara daha çok oksijen gitmesi sağlar. Ozon tedavisi dokulara oksijenin bırakılmasından sorumlu olan 2,3 dpg molekülünü de arttırır.
Böylece Dokuların oksijenlenmesi ve beslenmesi artar ve Hücrelerdeki
metabolizmayı arttırır.
Ozon , aerobik glikolizi uyararak hücre zarlarının şekere geçirgenliğini arttırır, böylece kandaki şeker düzeyi düşer ve şeker hücreler tarafından kullanılmaya başlanır.
Şekerin hücre içine girmesiyle Dokuların enerji açığı giderilir. Protein yıkımı azalır.Lipid (yağ) metabolizması normale döner.
Ozon, insulin hormonunun etkili olabileceği ortamı sağlar.
OZON TEDAVİSİ ; şeker hastalarında kan şekerini düşürmesi ve dokulara giden oksijen miktarını arttırması sebebiyle anjiopati, katarakta, nöropatiye ve kılcal damar hasarlarına, eklem problemlerine sebep olan maddelerin oluşumunu azaltır.
OZON TEDAVİSİ ; Şeker hastalarında çok sık görülen belirtileri azaltır, Halsizliği yok eder.
OZON TEDAVİSİ ; 20 seans “MAJOR OTOHEMOTERAPİ” veya RECTAL OZON TEDAVİSİ yapılmalıdır. Ozon tedavisine başlandıktan sonra 6. seansından itibaren kan şeker seviyesi düşmeye başlaması beklenir.
Bu durumda kullanılmakta olan insülin veya ilaç dozlarının ayarlanması ve düşürülmesi gerekir.
Damar hasarı çok olan diyabet hastalarında yada dileyen hastalarda REKTAL OZON TERAPİSİ uygulanır, Major otohemoterapi ile aynı sonuçları verir ve daha ucuz ve daha kolaydır.
OZON TEDAVİSİ
1.-MAJOR OTOHEMOTERAPİ veya RECTAL OZON TEDAVİSİ yapılır. 2-3 GÜNDE BİR
DEVAM EDİLİR. 20 seans tamamlanmalıdır.
Daha sonra ayda bir seans yapılması faydalı olur.
2.- MİNOR OTOHEMOTERAPİ (ozon aşısı) yapılır. 15-20 gün sonra tekrar edilir. 6 ay sonra hatırlatma aşısı yapılmalıdır.
Bu aşılama, bağışıklık sistemini güçlendirir.
YARA TEDAVİSİNDE UYGULAMA ŞEKLİ:
DİYABETİK AÇIK YARA, ayak yarasi VE YATAK YARASI PANSUMANI,
REVİTA OZON YAĞI plastik içermez, açık yaralara sürülebilir, bir miktar içilebilir, ağız içine ve diğer mukoza üzerine sürülebilir, yutulabilir.
DİYABETİK AYAK YARALARI, YATAK YARALARI nda (DECUBITUS ÜLSERLERİ) çok etkilidir.
Revita ozon yağı, ozonlu su ile temizlendikten sonra, yara üzerine ve çevresine sürülür.
DİYABETİK AYAK YARASI tedavi edilmediği sürece ayağın Kangren olabilir, amputasyona kadar gidebilir.
Bu hastalarda, öncelikle, hastanın açlık kan şekeri 120 nin üzerine çıkmaması için diyet ve ilaç tedbiri alınmalıdır.
Yara bakımında yapılacaklar; Diyabetik yarayı oksijenli su veya Ozonlu suyu üretip onunla yıkayıp pansuman edip, temizledikten sonra revita ozon yağı ile yağlayıp, üzerine steril gazlı bezine iyice revita ozon yağı emdirildikten sonra (Bir sağlık çalışanından yardım alarak, yağlı gaz bezini steril şartlarda rivanollu, ozon yağlı gaz bezi olarak hazırlanabilir) örtülmeli ve yağlı gaz bezini 3 dört kat olacak şekilde yara üzerine koymanız gerekir.
Yaranın kurumaması için koyduğumuz gaz bezinin üzerine sık sık revita ozon yağı damlatılmalıdır.
Bu işlemi günde bir – iki defa tekrarladığınızda yara çabucak iyileşir.
Ayrıca ozon tedavisi ve ayağın ozon torbalama uygulaması tedaviyi hızlandırır.
Ozonlu suyu, ozon makinası alarak evde yapabilirsiniz. Ozonlu su üretecek ozon makinesi bulamazsanız oksijenli su veya serum fizyolojikle yarayı yıkanabilir.
Revita ozon yağı plastik içermez açık yaraya sürülebilir.
Revita ozon yağını internetten veya Selçuk ecza deposu ile çalışan eczanelerden siparişle temin edilebilir.
GENEL UYGULAMA
1.- Sabah aç karnına 2-3 bardak ozonlu su içilir. Ozonlu suda, ozondan yararlanmak söz konusudur.
Günlük ozonlu su içme veya sıvı alımı miktarı kilo / 30 ml’dir. Yani 70 kg bir kişi günlük normal su ihtiyacı 2.1 litredir. ( Fazla su içmek su zehirlenmesine yol açabilir.)
Vucudun su kaybına göre bu miktar arttırılabilir.
Hergün Ozonlu su üretimi:
600- 2000mg/saat ozon üreten bir ozon jeneratörüyle 3 lt cam şişe veya sürahi içine 2.5 lt lik su konur, 20-30 dakika suya ozon verilir. Bu esnada odada bulunmamak gerekir. ayrıca ozon destruktörü yoksa jeneratör durduktan 20-30 dakika sonra odaya girilebilir.
Bu su son derece temiz ve ozon almış bir su haline gelir, buzdolabında muhafaza edildiğinde 12 saat aktifliğini korur.
Aynı saatte tuvalet alışkanlığı kazanmak için su içtikten sonra tuvalette 10 dakika otorulur.
2.-Sabahları alışıncaya kadar; aç karnına 2-3 bardak su içtikten 10-15 dk sonra önce ağız su ile çalkalanır.
Sonra diş fırçasına 25-35 damla revita ozon yağı damlatılır. Revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, dil ve yanaklar bir dakika fırçalanır. Diş eti kanaması varsa tükürülür. Ağız su ile çalkalanır.
Sonra diş fırçasına tekrar 25-35 damla revita ozon yağı damlatılır. Revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, dil ve yanaklar bir dakika fırçalanır. Bu fırçalama bir kaç defa tekrarlanabilir. Bu fırçalamalarda ağız su ile çalkalanmaz.
Revita ozon yağına alıştıktan sonra , yemeklerden yarım saat sonrada revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, yanaklar, dil bir dakika fırçalanır.
Diş eti kanaması varsa bitinceye kadar günde en az iki defa, her uygulamada fırçaya iki – üç defa revita ozon yağı döküp fırçalamak yeterlidir.
Bir tatlı kaşığı revita ozon yağı dilin yardımı ile diş eti kenarlarına, diş eti girintilerine ağızın her tarafına, mucoza ülserleri varsa etkilenen yüzeye sürülür ve yavaşça yutulur. Bu da, boğazda ve yemek borusunda enfeksiyon ve koku yapan odaklar varsa temizler ve iyileşmesine destek olur.
Dişler ve diş etleri vücut direncini düşürecek mikroplardan temizlenmelidir.
Akşam yatarken revita ozon yağı ile fırçalanması, gece boyunca ağızın temiz kalmasını sağlar.
Revita ozon yağının kokusuna alıştıktan sonra kişi dilediği zaman yemekten önce veya sonra fırçalama yapabilir.
Dişlerin fırçalanmasının yararı;
Ağız içinde, hastalıklara sebep olabilecek mikropların temizlenmesini sağlar.
Dişetlerinde enfeksiyon oluşmasını önler, ağız içinde yara varsa temizler.
Metabolizmanın hızlanmasını ve barsakları düzenli çalışmasını sağlar, kabızlık varsa önler.
Bu uygulamanı süresi 7-10 gündür.
Revita ozon yağı ile gerektiğinde 3 ayda bir defadan fazla olmamak üzere tekrarlamak çok faydalı olur.
Revita ozon yağı uygulamalarından sonraki dönemde, sabah akşam orta sert diş fırçası ile alıştığınız diş macunu ile fırçalamak gerekir.
3.- KESİNLİKLE ŞEKER VE NİŞASTA , EKMEK ,MAKARNA, GLUTEN İÇEREN GIDALAR YENİLMEZ.
Gluten içeren gıdalar dışında istediğini dengeli beslenmek şartıyla her şeyi yenebilir. Üç öğün ve ara öğünler devam edilir.
4.-Hergün bir bardak suya 1 çay kaşığı karbonat konup içilebilir.
5.- Uyku düzeni sağlanmalıdır. Saat 23-06 saatleri arasında ışıksız ve elektronik aygıt olmayan bir odada Kişi uykusunu iyi almalıdır.
Vücut direncinin artması bağışıklık sisteminin güçlenmesi için Elektronik alet olmayan, ışıksız, karanlık, sessiz bir odada saat en geç 23 00 de uyumak sabah 07 00 arasında uyumak gerekir. Bu hergün bu şekilde uyunmalıdır. Melatonin hormonu ancak böyle ışık almayan bir odada uyumakla salgılanır.
Yaşlılarda bu süre azalmaktadır. ancak yine de en azından akşam saat 1100- 0500 arası uyumaları gerekir.
REVİTA OZON YAĞI KÖTÜ KOKAR VE TADI KÖTÜDÜR.
KÖTÜ KOKMASI VE KÖTÜ TADI OLMASI OZON YAĞININ İYİ OLDUĞUNU GÖSTERİR.
REVİTA OZON YAĞI YUTULABİLİR, AÇIK YARALARA SÜRÜLEBİLİR, MUKOZALARA SÜRÜLEBİLİR.![](http://www.ozontedavisi.site/wp-content/uploads/01-revita-ozon-ya%C4%9F%C4%B1-300x263.jpg)
RECTAL (MAKATTAN), VAGİNAL (RAHİM İÇİNE) UYGULANABİLİR.
BURUNA VE KULAK ZARI DELİK OLMAYANLARA UYGULANABİLİR.
REVİTA OZON YAĞI İÇİNDE PLASTİK PARÇACIKLARI YOKTUR.
BAŞKA BİR OZON YAĞI İLE VEYA NASIL ÜRETİLDİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZ BİR OZON YAĞI İLE UYGULAMA YAPMANIZ ÖNERİLMEZ.
REVİTA OZON YAĞINI SADECE SELCUK ECZA DEPOSU İLE ÇALIŞAN ECZANELERDEN SİPARİŞLE BULABİLİRSİNİZ.
Geri izleme:OZON YAĞI - Ozon Tedavisi
Geri izleme:REVİTA FRESH OZON YAĞI | Ozon Tedavisi
Geri izleme:DİYABETİK AYAK YARALARI, YATAK YARALARI (DECUBITUS ÜLSERLERİ) | Ozon Tedavisi