MİGREN

MİGREN

MIGREN NEDIR?

Migren, genellikle başın tek tarafında,  ense, şakak veya göz çevresinde başlayan ve ağrının çeşidine göre hareket ettikçe kötüleşebilen çoğu zaman ışığa ve sese hassasiyet, bulantı, kusma gibi durumlar eşlik edebilen, birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilen  şiddetli, zonklayıcı bir ağrıdır.

Migren, Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol alır, ancak sadece genetik geçişli bir hastalık değildir.

Aralıklarla yaşanan migren atakları “episodik migren” denir.

Migrende ağrı atakları, üç ay içinde ayda on beş günden fazla sıklıkta olur, her ağrı en az 4 saat sürer ve ayda en az 8 gün migren tipi ağrı yaşanırsa bu “kronik migren” denir. Kronik migrene genellikle kaygı bozuklukları, depresyon ve uyku sorunları eşlik edebilir.

Auralı migren ve aurasız migren olmak üzere iki ana alt tipi bulunur.

Aurasız migrene; bulantı, kusma, ışık, ses ve kokuya karşı hassasiyet eşlik eder.

Auralı migren ise baş ağrısı atakları başlamadan önce 5 dakika ile 60 dakika arasında değişen “aura” atakları halüsinasyonlar, görme problemleri, bulanık görme veya kör noktalar, zigzaglı ışık çakmaları ya da skotom olarak bilinen görüş alanında boşlukların varlığı gibi geçici duyusal belirtiler ile kendini gösterir. Bunlara “klasik migren baş ağrıları” denir. Ayrıca baş dönmesi, hissizlik, karıncalanma, kol ve bacaklarda güçsüzlük, duyu kaybı ve kelimelerin birbirine girmesi gibi diğer belirtiler ile de görülebilir.

Migren Uyarı İşaretleri

Bazı insanlar migren başlamadan önce ruh hallerinde değişiklik olabilirler. Daha heyecanlı, sinirli veya depresif olabilirler. Koku ya da tat algısı olabilir. Çok yorgun hissedebilir, sık sık ya da kas gerginliği yaşayabilirler. Bu gibi  prodrom fazı yaşayabilirler.

MIGRENIN NEDENLERI

Migren, beyindeki sinirler ve kan damarlarında oluşan değişiklikler sonucu ortaya çıkan bir baş ağrısı tipidir.

Migrende ataklar, dış çevredeki bazı faktörler ile tetiklenebilir.  Bir migren atağı tetiklendiğinde beyindeki kan damarlarının genişlemesine ve sinirlerin enflamasyonuna ve  trigeminal sinirin aktive olmasına yol açarak, atak sırasındaki ağrı ve diğer belirtilere neden olur.

Migren sebepleri arasında, genetik, santral, vasküler, ve nöral, biyokimyasal ve fizyolojik risk faktörleri  migrene zemin hazırlar.

Aileden birinde migren varsa migren hastası olma olasılığı % 40’tır.

Hem annesi hem babası migren hastası olan bir kişide ise %75 oranında migren hastası olma olasılığı vardır.

Migrenin nedenleri arasında hormonal değişimler vardır. Bu nedenle migren, en sık kadınlarda görülür. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre 3 kat fazladır. Özellikle adet dönemlerinde migren atakları artabilir.

Tetikleyici faktörler ise  migrenin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Migrenin genetik geçişi, auralı migrende görülürken; aurasız migren genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonu ile açıklanır.

Migren; Atakların ortaya çıkmasında, serotonin de dahil olmak üzere beyin kimyasallarında yaşanan dengesizliklerin neden olduğu düşünülmektedir.

Migrene sebep olan faktörlerden birisi GLUTEN dir. GLUTEN içeren gıdalar MİGRENe sebep olabilir.

MIGRENI TETIKLEYEN FAKTÖRLER

Açlık, Öğün Atlama (Öğünleri atlayan kişilerde oluşan düşük kan şekeri) veya  Çok fazla şeker yemek de bir atağa neden olabilir,

Anksiyete ve Stres, Uyku bozuklukları ve düzensizliği,

Yüksek sesler, çok parlak güçlü ışık, yanıp Sönen Işıklar,

Aşırı uyku, uyku kalitesindeki bozulmalar ve jet lag,  Uyku Yetersizliği,

Kadınların Östrojen dalgalanmaları, Menstruasyon dönemi, Hamilelik veya menopoza girme dönemi, Oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) ve hormon replasman (yerine koyma) tedavisi gibi hormonal Değişiklikler,

Yükseklik değişiklikleri, Hava değişimi ve kirliliği, Lodos,

Parfüm gibi kuvvetli kokular,

Çikolata, kakao, bakla, kuru fasulye, mercimek ve soya ürünleri, çeşitli deniz ürünler, sakatatlar, alkollü içecekler,  hazır et ve tavuk suyu tabletleri, konserveler,

Çay, kahve, (aşırı aşırı çay ve Kafein , kahve alımı) ve asitli içecekleri,

İncir, kuru üzüm, papaya, avokado, muz ve kırmızı erik,  fıstık ezmesi,

Deniz ürünleri, Kızarmış yağlı yiyecekler, soya sosu ve işlenmiş etler,

alkol, kırmızı şarap,

Sigara dumanı,

tatlandırıcı aspartam ve koruyucu monosodyum glutamatın,

Eskimiş peynir,peynir,tuzlu ve işlenmiş gıdalar , soya sosu, turşu ve biberli gibi fermente veya olgunlaştırılmış yiyecekler,

Duygusal ve psikolojik faktörler,

GLUTEN, Baş ağrısında altta yatan sebeplerden biri olabilir.

Gluten intoleransı, günümüzde en yaygın durumlardan biridir.

En çok görülen belirtileri ise; baş ağrısı, Migren ve sürekli baş ağrısı, Şişkinlik, İshal/kabızlık, Karın ağrısı,Enerji düşüklüğü, Cilt sorunları, Demir eksikliği anemisi,  Depresyon, Otoimmün hastalıklar: diyabet, tiroid, Eklem, kas ağrıları ve iltihaplanmaları  görülür.

Kişisel Tetikleyicileri İzlemek tedbir almak için gerekebilir.

Yeterli su içmemek,

yoğun egzersiz yapmak ve uzun süreli yolculuklar,

Çevresel etkenler ve iklim değişiklikleri,  gibi migreni tetikleyebilecek yiyecek ve içecekler konusunda dikkatli olunmalıdır.

Cinsel aktivite ya da yoğun fiziksel efor, çevredeki havai basınç veya barometrik değişiklikler, hava değişimi,

İlaçlar; nitrogliserin gibi vazodilatörler (damar genişleticiler)

Gıda koruyucuları, Soğuk gıdalar, çok soğukta kalmak da migreni tetikleyebilir.

MİGRENE İYİ GELMEYEN GIDALAR

Kuruyemişler ve kabuklu yemişler,  Tütsülenmiş  veya kurutulmuş balık, Fırınlanmış mayalı yiyecekler (kek, ev yapımı ekmek, sandviç ekmeği), Muz, narenciye ürünleri (portakal, mandalina, turunç vb), kivi, ananas, frambuaz, kırmızı erik, Bazı kuru meyveler (hurma, incir, üzüm), Et bulyon ile yapılmış çorbalar (Gerçek et suyu için geçerli değildir), Aspartam ve diğer tatlandırıcılar vs

MIGREN BELIRTILERI

Migren baş ağrısı atakları, genellikle 20 ila 30 yaş arasında başlar,  nadiren çocukluk ya da ergenlik döneminde de görülebilir.

Migrenin en önemli belirtisi şiddetli, tek taraflı baş ağrısıdır. hastaların %20’sinde ağrı hep aynı tarafta görülse de  enseden başlayarak tüm başa yayıldığı da görülür.

Migrende baş ağrısı sıklıkla şakaklarda ve bazen göz veya gözün arkasında yerleşir. Alın, başın arka tarafı ve kulağın hemen arkası migren baş ağrısının en çok görüldüğü yerlerdir.

Her migren atağında tüm aşamaları görülmesede, genellikle Migren atağı dört aşamalıdır: prodrom, aura, baş ağrısı ve postdrom dönemleri vardır.

PRODROM

Migren atakları, prodrom dönemi ile başlar.

Baş ağrısı başlamadan birkaç saat veya bir ila iki gün once öncü belirtiler gelebilir.

Ruh hali değişiklikleri, karamsarlık, depresif, aşırı ve gereksiz neşelenme, artmış duyarlılık hâli, durgunluk, donukluk, düşüncelerde yavaşlama, kelime bulmada güçlük,konuşurken takılma, konsantrasyon ve dikkat eksikliği gibi nöro-psikolojik belirtiler,

AURA

Auralı hastalarda ağrı öncesinde, ataklarda, uyuşma veya karıncalanma, dokunma hislerinde güçsüzlük (duyusal), konuşma bozukluğu, görme bozuklukları, artmış ışık-ses-koku duyarlılığı, Boyun tutulması,  karında şişlik hissi, kabızlık ya da ishal, hâlsizlik, iştah artışı ya da kaybı, aşırı susuzluk ve sık idrara çıkma, Kabızlık, Sık esneme, huzursuzluk,ışığa ve sese karşı artmış duyarlılık, kokuya karşı artan duyarlılık,  kokulardan dolayı bulantının artması ve kusma  gibi sorunlarla karşılaşabilirler.

Görsel aura: Hastalar titrek parıldayan ışıklar tarif ederler.

Duyusal aura: Migrenin duyusal aurası el ve dilde veya ağız ve çenede uyuşma, karıncalanma şeklindedir.

ATAK

Migren atakları, 4 ila 72 saat arasında sürebilir. Ataklar  ayda veya haftada birkaç defa da olabilir, kalp atışı şeklinde zonklama, mide bulantısı – kusma, ışık – ses ve hatta dokunmaya karşı aşırı hissiyat, bulanık görme, baş dönmesi ve bazı durumlarda baygınlık yaşayabilir.

POSTDROME (ATAK SONRASI)

Postdrome sonrasında (atak sonrası), hasta kendini bitkin, tükenmiş ve az da olsa rahatlamış hisseder. Hasta 24 saat; güçsüzlük, baş dönmesi, huzursuzluk, ışık ve sese karşı hassasiyet yaşayabilir.

MIGREN TEDAVISI

Migren tanısı konduktan sonra ağrılar seyrek ise; ağrı ataklarını geçirmeye yönelik kriz tedavisi planlanır. Haftada 1-2 kez veya daha fazla atak olduğunda koruyucu tedavi yapılmalıdır.

Migren tedavisinde bazen sadece migreni tetikleyen faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla ağrı atakları kaybolabilir veya sıklığı, şiddeti azaltılabilir.

Doktor kontrolünde alınan ilaçlarla yıllar boyu ağrısız bir yaşam sağlanabilmektedir.

GÜNLÜK YAŞAMIN DEĞİŞTİRİLMESİ

Öncelikle günlük yaşamını değiştirilmesi çok önemlidir.

Hastalar günlük yaşamda; baş ağrısı takvimi veya baş ağrısı günlüğü tutmalıdır.

Az ya da fazla uyumamalı,

Düzenli egzersiz yapmalı,

Stres ile başa çıkma yollarını öğrenmeli,

Uygun bir kiloya erişmeli,

Alkolden uzak durmalı,

MIGREN İLAÇLARI

Doğru migren ilaçları migren ataklarını sonlandırabilir.

Semptomatik tedaviler yapılmalıdır. varsa Bulantı ve kusma ilaçları,

Migren ilacı her zaman yanınızda bulundurulması gerekir.

Atak belirtilerini anlar anlamaz migren ilacını kullanılması, atağın atlatılmasımda fayda oluşturur.

Kronik migren tedavisinde botoks uygulamasının etkili olmaktadır. botoks’un, sinir sonlanma bölgelerinde bazı nörotransmitterlerin salınımını engellemesi yoluyla enflamatuvar ağrıyı önlemesinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Migren tedavisinde Botoks; alın, şakaklar, ense ve boyun bölgesine uygulanıyor. Çoğu zaman uygulamaların etkisi yaklaşık 3-4 ay süreceğinden tedavinin devamı için tekrarlanması gerekiyor.

MIGREN  VE NÖRALTERAPI

Nöralterapi; kısa etkili lokal anesteziklerle yapılan bir iğne tedavisidir.

Nöralterapi, migrenin derecesine bağlı olarak tetik nokta enjeksiyonları, manuel terapi, ganglion blokajları, ilaç ve selasyon gibi kombine tedavilerle desteklenebilmektedir.

 

KIŞIYE ÖZEL BIR TEDAVI PLANI BELIRLENMELIDİR

Migren şikayeti yaşayan kişilere kişiye özel bir tedavi planı çıkartılmaktadır.

Hastanın su tüketimi,

Nasıl beslendiği,

Uyku düzeni,

Stres derecesi,

Çevresel şartları,

Gastrointestinal durumları belirlenmelidir.

Çünkü fizyolojik bozukluklar da ağrının fazla algılanmasını sağladığı gibi ağrıyı tetikleyebilir.

Migren tedavisinde depresyon ve anksiyetenin de tedavi edilmesi çok önemlidir.

MIGREN IÇIN EGZERSIZLER

Migrende hafif egzersizler yapmak tedaviyi desteklemek açısından önemlidir.

Hafif egzersizler migren ataklarının sıklık ve şiddetini azaltabilir. çok fazla yormayacak, düzenli bir aerobik egzersiz programı, jogging, yüzme, dans, bisiklet ve tempolu yürüyüş de tercih edebilir.

STRES IÇIN, GEVŞEME EGZERSIZLERI

Nefes alıp yavaşça nefes verin, havanın akciğerlere  dolmasını sağlayın,  balon gibi söndürün.

Güzel ve barışçıl bir manzara düşünmek,

Kişinin en sevdiği müziği dinleme de faydalı olabilir.

Migren tedavisinde öncelikle Glutenden uzak diyet başlanmalıdır.

Kolon hidroterapi yapılarak bağırsak detoksu yapılmalıdır. Bağırsak problemleri düzeltilmelidir.

MİGREN VE OZON TEDAVİSİ

Migren tedavisinde Revita Ozon yağı ile friksiyon  masajı faydalı olmaktadır.

Migren atakları başlangıcında, özellikle trigeminal atakların önlenmesinde baş ve yüz REVİTA OZON YAĞI ile masaj yapılması atakları önleyebilir.

1.-Sabah aç karnına 2-3 bardak ozonlu su içilir.  Ozonlu suda, ozondan yararlanmak söz konusudur.

Ozonlu su kandaki oksijen miktarının artmasını sağlar.

Günlük ozonlu  su içme veya sıvı alımı miktarı kilo / 30 ml’dir. Yani 70 kg bir kişi günlük normal su ihtiyacı 2.1 litredir. ( Fazla su içmek su zehirlenmesine yol açabilir.)

Vucudun su kaybına göre bu miktar arttırılabilir.

Hergün Ozonlu su üretimi:

600- 2000mg/saat ozon üreten bir ozon jeneratörüyle 3 lt cam şişe veya sürahi içine 2.5 lt lik su konur, 20-30 dakika suya ozon verilir. Bu esnada odada bulunmamak gerekir. ayrıca ozon destruktörü yoksa  jeneratör durduktan 20-30 dakika sonra odaya girilebilir.

Bu su son derece temiz ve ozon almış bir su haline gelir, buzdolabında muhafaza edildiğinde 12 saat aktifliğini korur.

Sabah aç karnına  dişler ve diş etleri  revita ozon yağı ile fırçalanır ve fırçalamadan sonra ağız suyla çalkalanmaz.

Bir tatlı kaşığı  REVİTA OZON YAĞI dilin yardımıyla ağız içine her yere sürülür ve yutulur.

Bu işlemler günde iki defa yemekten bir-iki saat önce yapılmalıdır.

Diş ve diş etindeki mikropların temizlenmesini sağlar ve enfeksiyonun ve diş ağrısının migreni tetiklemesi önlenmiş olur.

(REVİTA OZON YAĞI YUTULABİLİR, İÇİLEBİLİR, DİŞLER VE DİŞETLERİ  FIRÇALANABİLİR, AÇIK YARALARA SÜRÜLEBİLİR, MUKOZALARA SÜRÜLEBİLİR.
RECTAL (MAKATTAN), VAGİNAL (RAHİM İÇİNE) UYGULANABİLİR.
BURUNA  VE KULAK ZARI DELİK OLMAYANLARA UYGULANABİLİR.
REVİTA OZON YAĞI İÇİNDE PLASTİK PARÇACIKLARI YOKTUR.
BAŞKA BİR OZON YAĞI İLE VEYA NASIL ÜRETİLDİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZ BİR OZON YAĞI İLE UYGULAMA YAPMANIZ ÖNERİLMEZ.
REVİTA OZON YAĞINI SADECE SELCUK ECZA DEPOSU İLE ÇALIŞAN ECZANELERDEN SİPARİŞLE BULABİLİRSİNİZ.)

2.-DİŞLERİN REVİTA OZON YAĞI İLE FIRÇALANMASI

e/revita-ozon-yagi-ve-dis-eti-enfeksiyonu-agiz-kokusu/

Sabahları alışıncaya kadar; aç karnına 2-3 bardak su içtikten 10-15 dk sonra önce ağız su ile çalkalanır.

Sonra diş fırçasına 25-35 damla revita ozon yağı damlatılır. Revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, dil ve yanaklar bir dakika fırçalanır. Diş eti kanaması varsa tükürülür. Ağız su ile çalkalanır.

Sonra diş fırçasına tekrar 25-35 damla revita ozon yağı damlatılır. Revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, dil ve yanaklar bir dakika fırçalanır. Bu fırçalama bir kaç defa tekrarlanabilir.  Bu fırçalamalarda ağız su ile çalkalanmaz.

Revita ozon yağına alıştıktan sonra , yemeklerden yarım saat sonrada revita ozon yağı ile dişler, diş etleri, yanaklar, dil bir dakika fırçalanır.

Diş eti kanaması varsa bitinceye kadar günde en az iki defa, her uygulamada fırçaya iki – üç defa revita ozon yağı döküp fırçalamak yeterlidir.

Bir tatlı kaşığı revita ozon yağı dilin yardımı ile diş eti kenarlarına, diş eti girintilerine ağızın her tarafına, mucoza ülserleri varsa etkilenen yüzeye sürülür ve yavaşça yutulur. Bu da, boğazda ve  yemek borusunda enfeksiyon ve koku yapan odaklar varsa temizler ve iyileşmesine destek olur.

Dişler ve diş etleri vücut direncini düşürecek mikroplardan temizlenmelidir.

Akşam yatarken revita ozon yağı ile fırçalanması, gece boyunca ağızın temiz kalmasını sağlar.

Revita ozon yağının kokusuna alıştıktan sonra kişi dilediği zaman yemekten önce veya sonra fırçalama yapabilir.

Dişlerin fırçalanmasının yararı;

Ağız içinde,  hastalıklara sebep olabilecek mikropların temizlenmesini sağlar.

Dişetlerinde enfeksiyon oluşmasını önler, ağız içinde yara varsa temizler.

Metabolizmanın hızlanmasını ve barsakları düzenli çalışmasını sağlar, kabızlık varsa önler.

Bu uygulamanı  süresi 7-10 gündür.

Revita ozon yağı ile gerektiğinde 3 ayda bir defadan fazla olmamak üzere tekrarlamak çok faydalı olur.

Revita ozon yağı uygulamalarından sonraki dönemde, sabah akşam orta sert diş fırçası ile alıştığınız diş macunu ile fırçalamak gerekir.

3.-Migrende tedavi yöntemlerinden en önemlisi “OZON TEDAVİSİ” dir .

Dolaşım üzerinde etkili olan ozon, antienflamatuvar etkisi ile migren ataklarının azalmasına neden olmaktadır.

Ozon tedavi uygulamaları; asgari  12 seans Major otohemoterapi veya Rectal ozon tedavisi , 2 defa  minor otohemoterapi,  

Ozon Tedavisi; Migren tedavisinde, atakları tetikleyen toksinlerin azalmasını sağlayan, antioksidan sistemi aktive eden bir yöntemdir.

Ozon Tedavisi ile birlikte güçlü antioksidan desteklerin verilmesi migren ataklarının şiddetinde azalmasında etkili olmaktadır.

Migren tanısı konmuş kişilere ozon tedavisi uygulandığında;

Dokulara oksijen geçişini arttırır.

Toksin temizleyen enzim sistemini aktive ederek toksinlerin vücuttan atılmasını hızlandırır .

Bağışıklık sistemini ve metabolizmayı düzenleyerek diğer tedavi yöntemlerinin etkilerini arttırır.

 

Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir